202501 - Vakıf Katılım - Masrafsız Bankacılık

15 Ocak 2025

​Yahudilikte kutsal metinler, eğitim ve Gazze'deki şiddetin teolojik arka planı

 

Yahudi toplumunda eğitim ve dini kurallar tarih boyunca hem bireysel hem de toplumsal hayatın şekillenmesinde kritik bir rol oynamıştır. Talmud akademilerinden modern Yeshiva okullarına kadar uzanan eğitim sistemi Yahudi toplumunun entelektüel ve dini birikimini korumuş ve geliştirmiştir. Bununla birlikte Yahudilikteki bazı dini metinlerin şiddeti meşrulaştırdığına yönelik tartışmalar, özellikle Gazze gibi kriz bölgelerindeki eylemlerle ilişkilendirilmiştir. Bu yazıda Talmud ve Halaha gibi kaynakların Yahudi toplumundaki etkisi, modern şiddet eylemleriyle olası bağlantıları ve Gazze’deki soykırım olarak nitelendirilen saldırıların ideolojik kökleri ele alınacaktır.

Talmud ve Yeshiva Geleneği: Eğitimin Temel Taşları

Talmud Akademileri ve Tarihi Kökler Yahudi eğitim sistemi M.Ö. 1. yüzyılda kurulan Talmud akademileriyle kurumsallaşmıştır. Bu akademiler Tora ve Talmud’un ayrıntılı şekilde öğrenildiği ve tartışmaya dayalı bir eğitim metodunun geliştirildiği merkezlerdir. Babil ve İsrail’deki bu akademiler Yahudi halkının dini ve entelektüel kimliğini şekillendirmiştir.

Modern Yeshiva Okulları ve İdeolojik Yönlendirme Yeshiva okulları, tarihsel süreç içinde Yahudi topluluklarının dini ve kültürel kimliklerini koruyarak modernleşmiştir. Bugün Amerika Birleşik Devletleri, İsrail ve Avrupa’daki Yeshiva okulları öğrencilere hem dini hem de seküler bilgi sunmaktadır. Ancak bu okulların bazılarında dini öğretilerin milliyetçi ve şiddeti meşrulaştırıcı bir ideolojik zemine oturtulduğu eleştirileri yapılmaktadır. Bu durum özellikle İsrail’deki modern Yeshivalarda sıkça dile getirilmektedir.

Halaha ve Günlük Yaşam: Dini Hukukun Etkisi

Halaha, Yahudi inancının günlük yaşamını düzenleyen dini, etik ve sosyal yasaların toplamıdır. Tora, Mişna, Talmud ve rabbinik literatürden türeyen bu kurallar ibadet, beslenme, evlilik ve ticaret gibi konuları düzenler. Örneğin:

  • Şabat Kuralları: Cumartesi günü iş yapma yasağı.
  • Kaşrut Yasaları: Gıdaların hazırlanması ve tüketimiyle ilgili kurallar.
  • Evlilik ve Aile Hukuku: Yahudi aile yapısını koruma odaklı kurallar.

Modern dünyada Halaha, teknoloji ve tıbbi etik gibi yeni alanlarda sıkça tartışılmaktadır. Ancak İsrail gibi ülkelerde Halaha’nın özellikle aile hukuku ve dini meselelerde yasal bir çerçeve sunduğu görülmektedir. Bu durum, laik hukuk sistemleriyle dini kuralların çatışmasına yol açmıştır.

Gazze’deki Şiddetin İdeolojik Temelleri

Talmud ve Halaha’nın Şiddeti Meşrulaştırdığı İddiaları: Talmud ve Halaha, Yahudi toplumunda önemli birer dini ve hukuki rehber olmuştur. Ancak bu metinlerin bazı bölümlerinin, şiddeti meşrulaştırıcı bir söylem içerdiği eleştirilmektedir. Özellikle Talmud’daki bazı ifadelerin Yahudi olmayanlara yönelik ayrımcılığı teşvik ettiği yönünde yorumlar yapılmaktadır. Bu tür yorumlar, modern İsrail’deki bazı radikal gruplar tarafından Gazze’deki saldırıları haklı göstermek için kullanılabilmektedir.

Tarihsel ve Teolojik Bir Çelişki Yahudi inancı, temelinde "seçilmiş halk" kavramını barındırır. Bu kavram, bazı yorumlarda üstünlükçü bir anlayışa dönüşmüş ve Yahudi olmayan topluluklara yönelik ayrımcı bir tutum sergilemiştir. Gazze’deki şiddet eylemleri bu üstünlükçü anlayışın modern bir yansıması olarak değerlendirilebilir.

Tahrif Edilmiş Metinler ve İdeolojik Manipülasyon Yahudi inancında kutsal metinlerin zaman içinde tahrif edildiği iddiası İslamiyet’in temel eleştirilerinden biridir. Tora ve Talmud’daki bazı şiddet yanlısı ifadelerin orijinal metinlerin ruhuna aykırı olduğu savunulmaktadır. Bu bağlamda, Gazze’deki saldırıların, tahrif edilmiş metinlerin etkisiyle şekillendiği söylenebilir.

Gazze Müslümanlarına Yönelik Saldırganlığın Psikolojik ve Sosyolojik Yönleri

Dini Söylemin Milliyetçi Politikalarla Birleşimi Gazze’deki saldırılar, dini metinlerin milliyetçi bir ideolojiyle harmanlandığı bir politika tarafından yönlendirilmektedir. İsrail’deki bazı radikal siyasi gruplar Talmud ve Halaha’yı, Gazze’deki Müslümanlara yönelik nefret söylemini ve şiddeti haklı göstermek için kullanmaktadır.

Kolektif Travma ve Düşman Algısı Yahudi halkı, tarih boyunca birçok soykırım ve sürgün yaşamıştır. Bu kolektif travma, modern dönemde "düşman" algısını pekiştirmiş ve bu algı Gazze Müslümanlarına yönelik bir nefret söylemiyle sonuçlanmıştır.

Sonuç

Gazze’deki şiddet, sadece siyasi ve askeri bir çatışma değil, aynı zamanda dini metinlerin ideolojik bir zeminde yorumlanmasının sonuçlarını yansıtan bir olgudur. Talmud ve Halaha gibi metinlerin bazı bölümleri şiddeti ve ayrımcılığı meşrulaştırıcı bir söyleme dönüştürülmüştür.