vakıf katılım haziran paketi
vakıf katılım haziran paketi sağ

26 May 2025

​Übü'nün Mağarası yahut Macbeth'in Manayı Hatırlaması

Göğsümde öyle bir yürek çarpmasın da, Bütün bedenim kirlere, çamurlara batsın! Macbeth

Absürdün kendisini kurumlaştırıp normalleştirdiği patafizik çağın insanları olarak übüleşme fenomeni ile malul zamanların insanlarıyız. Modern hayat kurduğu cahil şehirlerde tüm değerleri yapı söküme uğratarak Kral Übü’nün karnındaki kocaman anafor gibi her şeyi yedi, yuttu, tüketti. Hakikatle aramızdaki mesafe kapanmayacak kadar açıldı. Medeniyet kavramı da bu yolda gerçekliğin grotesk yorumları içinde yitirdi. Saçlarını savurarak bir başkanı karşılayan doğuluların hali vaziyetin gerçek bir karikatürü değil miydi? Kiçleştirilmiş bir evrende patafizik bir ortamda hakikat sanrıları gören deliler gibiyiz. Çok kez başımızı belaya sokacak işler yapmamız için şeytan doğru bilgiler verip önemsiz şeylerle bizi elde eder. Sonra da en önemli yerde bize ihanet eder. Macbeth. Geleneğin hatırlattıkları ile kurgulu gerçekliğin sopaları arasında ayartılıyoruz. Bize kurgulu gerçekliğin ötesine ulaştıracak şey nedir? Değerlerin değersizleştiği ve her şeyin anlamsızlaştığı yerde anlam anlamını nerede bulacak?

            Hırs insanın kendiliğiyle arasına mesafe koyarken muhterisçe kokuşmasının kavramıdır. Kabalık, katılık, cahil, doyumsuz hal güç arzusunun tükenmez neo cahiliyeyi insanlığa dayattı: Ama kişiliğinden korkuyorum. En kestirme yolu tutamayacak kadar insanlık sütüyle beslenmişsin. Yükselmek istiyorsun, içinde tutku yok değil; ama onunla birlikte bulunması gereken kötülük eksik. Gönlünün çektiği yüksekliğe günah işlemeden erişmek istiyorsun; sahtekarlık yapmak istemiyorsun ama hakkın olmayan yere de sahip olmak istiyorsun. Macbeth. Ne yazık ki gelenek donu giymiş nice mankurt da bu übüleşme sarmalıyla insanlığın tepesinde değirmen taşları döndürdü. Firavunlaşma olarak geçmişte ifade edilen bu durum Alfred Jarry ile Übüleşmeyi gündeme getirdi. İnsan kendi elleriyle kendi fason üretimini yaparak kendisini bir simülasyona sokarak kendine oyunlar oynamaya devam ediyor. Sallanan parmaklar, haykırışlar ve esas duruş çağrıları post modern denilen çağda hakikatin hükmünü yitirdiği post truth! Halde bizi kendimizin gölgesi kılmaya devam ediyor. Herkes için sınav göbeğindeki anaforda her şeyi tüketen o imgeye karşı bir yerde toplaşıp yeni bir medeniyet hayali mi yoksa übüleşerek modaya uyup bende niye değer yiyen göbek yok diyerek ah var etme sarkacı değil mi? Geleneğin kavramlarının içine girerek onları yapı sökümle hiper bir gerçekliğin için tükenmek ve tüketmek ya da tükenmemek ya da tüketmemek işte bütün mesele bu!

            İnsanlık yeniden mağaradan çıkma mesuliyeti ile karşı karşıya. Patafizik absürt modern uygarlık mağarasının übüleştirdiği toplumlar yeniden hatırlamak ve eylemek üzere bir basübadel mevt şafağına ulaşmak durumda değil midir? İnsanlık yaşadığı bu simülatif modern simülasyondan çıkabilecek mi yoksa Bartelbyleşen kitleler anlaşılmayarak yokluğa mı gidecekler. Özgürlük, demokrasi ve eşitlik diyerek gelen aç gözlü, vahşi ve gözü doymaz bir zihniyet Bosna’da, Hocalı’da, Kıbrıs’ta ve dünyanın çok yerinde Pinochet gibi kuklalarıyla insanlığa übüleşme yolunu açtılar. Übüleşmenin en feci yanı sözde idealleri ve umutları seslendirip acılara karşı durur gözükürken içine sızdığı her şeyi kendi çıkar bayalığı ve yozlaşısı için araç kılmasıdır. İktidar olarak gücü ele geçirme yolunda Kral Übü ve übüleşme modern zaman ilkelliğimiz olarak hayatımıza akmaya devam ediyor. Çirkinleşme, açgözlülük ve yozlaşması bir muhalefet diliyle gelenin kendisinin bunu araç kılarak güce ulaşınca eleştirdiği ile aynileşmesi hali modern zamanlarda çokça yaşanan bir kısır döngü değil midir? İstediklerimize eriştiğimizde gönül rahatlığıyla bir sevinç duyamıyorsak hiçbir şey kazanılmamış, her şey yitirilmiş demektir. Yıkıp yok ederek yaşamaya çalışmaktansa yok ettiğimiz şey olmak daha rahat olurdu. Mabceth. İnsanlara altın ve ekmek dağıtarak onları tüketime mahkûm eden Übü onlara koyduğu vergilerle bağımlı kıldıklarına hesabı da çıkaran bir düzeni temsil eder. Burada manalar tüketilmiştir. Utanmazlık ve çıkarcılık artık kıtalar aşmaktadır. İnsan artık üretim bandından çıkan bir seri üretim nesnesi olmuştur. Gerçekliğini kaybeden insan sanrılar arasında yolunu bulmaya çalışıyor. Farabî’nin cahil şehirlerde işaret ettiği kavramlar Kral Übülerin icat ettiği dünyanın şehirleri olarak hayatımıza çarpmaya devam ediyor. Patafizik bir anlamda gerçeğin yapı bozumuna uğratılıp, absürdün alanında yeniden kurulmasını kuramlaştırmayı amaçlayan düşsel çözümlerin bilimidir.  İnsanlığın modern gerçekliği karikatürize ederek yeni bir anlam çerçevesi ile mağaradan çıkması mümkün olacak mıdır, yaman çelişkiler fasit dairesi kırılacak mıdır bu insanlığın gelecek döneminde Mars’a gitmekten daha öncelikli sınavı olarak durmaktadır.                

            Shakespeare, Macbet oyununda sahte sözlerle kandırılarak tahtı yanlış bir tercihle layık olmayan evladına veren kralın dramıdır. Sahte sözler, yalan ve riya insanlığın bitmeyen salgını olarak Kral Übüler üretmeye devam ediyor. İktidar ve vicdan sarkacında dünyalılar tarihte yaşamaya çalışıyorlar:Emrindekiler, yalnız emirle yapıyor her şeyi, Sevgiyle değil. Krallığı bol geliyor sırtına Bir cücenin bir devden çaldığı kaftan gibi. Macbeth…

 

Hak İçin Olsun

Vesselam