23 Mart 2025

​Türkiye'den Türkistan'a Giden Yollar ve Küresel Hesaplar

Türkler ve Türk Dünyası için yaşanan bazı olumlu gelişmeler, son asırlarda güç dengesinin dışına itilen, tarihin kenarında kalan bir millet için, uluslararası gelişmelerin, dengelerin ve kırılmaların bağlamında ve oluşan fırsatlar çerçevesinde gerçekleşiyor. Bu acıtıcı reel politik duruma hali hazırda iç dengeleri oturmamış ve medeniyetçi yapıları tahkim edilmemişlik hali de eklenince vaziyet biraz daha görünür oluyor. İşte son dönemde Rusya Ukrayna savaşı vesilesi ile yaşadığı olaylar yeni açılımları ortaya çıkarmaya başlamış görünüyor. Esasen Hindistan’ın ortaya attığı Kuzey-Günay Yolu şeklindeki bir yaklaşım bağlamında Rusya kuzey-güney istikametinde Verimli Ulaşım Sistemi adıyla yeni bir beş yıllık projeyi başlatıyor. Dünyada mal hareketliliği için alternatifler aranan bir devirde bu durum geçmişte İpek ve Baharat yolu gibi ticari akışın merkezinde yer alan coğrafyamız için bir takım imkân ve fırsatları gösterir mahiyette gözükmektedir. Bu çerçevede uluslararası bağlamda akışın alt yapı imkânlarının güçlendirilmesi, limanlar ve suyolları ile demiryolu ağları üzerinden kapasitenin arttırılması ön görülmektedir. Bu bağlamda şüphesiz yeni uluslararası görüşmeler, dengeler ve anlaşmalarda bu mal akışına bağlı olarak oluşacağı görünmektedir.

            İşte bu bağlamda İran ve Rusya arasında Reşt-Astara bağlamında bir demir yolu inşası ön görülmektedir ki bu gerçekleşirse Rusya, İran ve Azerbaycan arasında mal ve kargo akışının artması demek olacaktır. Bu bağlamda Azerbaycan’ın Şubat ayında Rusya ile yapılan Kuzey-Güney yol anlaşmasını onayladığı görülmektedir.  Bu projenin ön gördüğü yeni bir güzergâh Azerbaycan İmişli’den İran Parsabad’a yeni bir demir yolu hattının açılması ile Rusya’nın içinde olduğu bir çerçevede 2030lara kadar 30 milyon tonluk bir mal akışının söz konusu olması beklenmektedir. Bu çerçevede diğer taraftan Kazakistan, Türkmenistan, Rusya ve İran’ın demir yolu şirketleri yük taşımacılığı bağlamında kuzey-güney akışı bağlamında görüşmeler yaptılar. 2024’te imzalanan yol haritası bağlamında yaşanan bu gelişmeler mal taşıma kapasitelerinin arttırılması ile alakalı olarak sürdürülmektedir. Bu bağlamda Trans-Afgan koridoruna yeni bir demir yolu hattının inşası Özbekistan ve Afganistan üzerinden Pakistan ve Güneydoğu Asya’ya ulaşılması ters istikamette Çin’den Orta Asya ülkeleri vasıtası ile Avrupa’ya mal taşınması da planlanmaktadır.

            Rusya görünen o ki girdiği son çıkmazlardan çıkmak için ticari işbirliklerini Türk ve İslam dünyası üzerinden geliştirme düşüncesindedir. Kuzey-Güney Ulaştırma koridoru tarihte farklı istikametlerde görüldüğü üzere Rusya’nın Baltık limanlarından Basra Körfezi ve Hindistan’a kadar uzanması ön görülen kara, demir ve suyollarını kapsayan büyük bir projedir. Bu yol ayrıca Türk dünyası ve Türkiye açısından tarihi önemde olan Trans-Hazar Denizi rotasını ön gördüğü diğer istikametlere birleştirmeyi ön görmektedir. Trans-Hazar Hattı ki bir Büyük Türkistan Yol demeyi tercih ediyoruz, Azerbaycan topraklarından Kazakistan, Özbekistan ve Türkmenistan üzerinden hareket etmektedir ki bu yol Türkiye ile bağlandığında Türk Dünyasının iç sosyal, ekonomik ve kültürel bağlantısının çok güçleneceği bir alt yapının oluşacağı aşikârdır. Bu yol ile Rusya’dan Hindistan’a 30-45 gün süren deniz yolu yerine10-20 gün süren bir ulaşım öngörülmektedir ki bu da maliyetleri yüzde 30-40 oranında düşürecek görülmektedir. Elbette bu küresele ekonomik harekete ABD, İngiltere ve AB ülkelerinin tepkisi de önemlidir.  Lakin son küresel gelişmeler Çin’in önünün kesilmesi gibi öncelikler Rusya ve Türk Dünyasını bu manada stratejilerin içinde değerlendiren güçler tarafından ön açıcı gelişmeleri sağlayabilir değerlendirmeleri yapılmaktadır. Rusya’nın kendi tedarik hattını kurmak amacıyla öncülük ettiği bu yol (KGUK: Kuzey Güney Ulaştıma Koridoru) bağlamında Samara’da nakliye ve lojistik merkezinin kurulması, Trans-Sibirya Demiryolunun yükünü azaltma yanında İran ve Hazar havzası ülkeleri, Basra Körfezi, Hindistan ve Çin arasındaki ticari ve ekonomik alakaların kuvvetlenmesi sağlayacak diye ön görülmektedir. Küresel jeo-ekonomik  rekabet geçmişte olduğu gibi tedarik koridorları üzerinden devam etmektedir. 2018’lerden beri Hindistan, Rusya ve İran arasında görüşülen bir yol güzergâhı bugün yeni gelişmeler ışığında gelişmeye devam etmektedir. Bu anlatıların oluşturduğu çerçevede bu yolun ana güzergâhı, Hindistan’ın liman kenti Mumbai’de başlayıp İran’ın Basra Körfezi’ndeki Bender Abbas ve Hazar Denizi kıyısındaki Bender Enzeli limanlarından deniz yoluyla Rusya’nın Astrahan şehrine ulaştıktan sonra, buradan demir yolu ile St. Petersburg şehrinden geçerek Avrupa’ya varması şeklinde planlanmaktadır. Süveyş Kanalı ve Çin’in Yeni İpek yolu projesine rakip oluşan bu koridorun bahsettiğimiz üzere maliyetleri düşürmesi beklenmektedir. Burada öne çıkan ise Süveyş kanalında çabuk bozulduğu için taşınamayan ürünlerin taşınması öncelikli olarak değerlendirilmektedir. Zira bu yolun kapasitesi, imkânı 60 milyon ton olan Süveyş’in yarısı kadardır. Hindistan’ın Çine’e karşı geliştirdiği bu proje her halükarda yeni dönemde Avrupa’ya mal taşıması konusunda bölgemizi etkileyecek görülmektedir. Bu bakımdan bu mal akışının Türkistan’a getireceği sonuçlar değerlendirilmeli ve ekonomik büyüme ve kalkınma noktasında sağlayacağı faydalar ve Türk Dünyası birliği açısından ekonomik birleşmeye sağlayacağı etkiler ele alınmalıdır. Sonuç olarak bu proje merkezinde Türkistanlılar olan bir proje değildir. Çin’i kuşatmak isteyen ABD ve müttefikleri açısından alternatif bir hat olarak görülerek değerlendirileceği de aşikârdır. Rusya, İran ve Hindistan kendi milli ve küresel hesapları ile bu yol üzerinde çalışırken Türkiye ve Türk Devletleri İşbirliği Teşkilatı konunun kendi iç ekonomik kapasitelerinin artması, ulaşım imkânlarına katkısı ve gelecekte daha geniş işbirlikleri için alt yapı oluşturma kapasitesi bakımından konuya kendi iç maslahatları açısından da bakmalıdırlar. Yoksa coğrafyamız yine küresel kapışmaların merkezinde yer alırken önümüzden kaçan fırsatları ve ekonomik faydaları izleyici olarak pasif yerden okumak kaçan fırsatlardan birisi olarak tarihe geçecektir. Tarihin tek bir kurşun atmadan yan yana devletler dizdiği Türkistan coğrafyasında siyasi, sosyal ve ekonomik ilişkilerin kapasitesinin reel olarak artması insanlığa karşı vazifemizi yeniden yapmaya başlama ülküsü ve medeniyetçi milliyetçilik çerçevesi bakımından son derece önemlidir. 

Hak İçin Olsun

Vesselam