202412 - Vakıf Katılım - Mevsim Kampanyası (160x600)

08 Aralık 2024

​Tükete tükete tükeniyoruz!

KİTABI YAZARINDAN DİNLEDİK

Celaleddin Vatandaş,üzerine eğildiği meselelerin hakkını veren ciddi bir akademisyen, üretken bir zihin, velüt bir kalem.

Celaleddin Vatandaş, son kitabı “Modern Tılsım” üzerine bir konuşma yapmak üzere 23 Kasım 2024 cumartesi günü saat 18.00’de Araştırma Kültür Vakfı Konferans salonunun  kürsüsündeydi. Yazarın bazı kitaplarını okumuştum. Bundan dolayı yazı diline bir aşinalığım vardı. Fakat konuşmasını hiç dinlememiştim. Bu program vesilesi ile onu da   gerçekleştirmiş olduk. Yazar hem güzel yazıyor, hem de güzel konuşuyor. Genelde önce kitabını okur, sonra yazarını dinlerdik. Bu defa tersi oldu.

Söz konusu kitap olduktan sonra ona dair her şeyin ayrı bir güzelliği var.

Okumak, yazmak, tefekkür etmek, dinlemek hepsinin insana verdiği haz ve lezzet bambaşka fakat hepsinin ötesinde bir hakikat var: “Yaşadıklarımız okuduklarımızın efendisidir”

HAVA SOĞUK ÇAY SICAKTI

O gün İstanbul’da ciddi bir soğuk vardı. Programa gelinceye kadar o soğuktan bizde hayli nasiplendik. Salondan içeriye adımımı atar atmaz mekanın, dostların ve çayın sıcaklığı, dışarıdaki soğuktan eser bırakmadı. Celaleddin Vatandaş’ın standındaki kitaplarının kokusu ile çay kokusunun salona yaydığı rayiha insanı hem ferahlatıyor hem de dinlendiriyordu. Gelirken yorulmuştuk, yürürken üşümüştük, salonda da dinlenmiştik. Şimdi dinleme zamanıydı. Nitekim bizde öyle yaptık. İşte aklımızda kalanlardan köşemize düşenler.

MODERNİZM: İNSANIN TANRILAŞTIRILMASI

Celaleddin Vatandaş, haklı olarak tüketim çılgınlığının modern hayat tarzından neşet ettiğini ifade ettikten sonra modernizmi şöyle tanımladı:

“Modernizm ilahi referansları bir kenara bırakıp, beşeri referanslarla hareket etmektir. İnsanın,’’ dünyayı  tanrı değil ben yönetirim, hayatımın kurallarını ben belirlerim.’’ demesidir. Ez cümle insanın tanrılaştırılmasıdır.

TÜKETİM ÇEŞİTLERİ

Yazarım ‘’Modern Tılsım’’ kitabının altındaki şu cümle kitabın mahiyetini özetler nitelikte: “Tüketirken tükenmek”

Kitap tüketim çılgınlığı üzerine kaleme alınınca hali ile konuşma da aynı konu üzerinde gerçekleşiyor. Yazar tüketim çeşitlerini birer birer ele alarak her tüketiciye adeta bir ayna tutuyor.

1.Zaruri tüketim: Zorunlu ihtiyaçlardan kaynaklı tüketim.

2.Gösterişçi tüketim: Daha çok reklamların etkisi ile gerçekleşen kitlesel tüketim.

3.Sembolik tüketim: İnsanların kendilerini farklı göstermek için gerçekleştirdikleri  imaj merkezli tüketim.

4.Hedonist Tüketim: Yemek, içmek, giymek, kullanmak için değil, sadece bir ürüne sahip olmak için gerçekleşen tüketim.

MODERN İNSANIN KATEDRALLERİ

Modernizmin, hayatta dinin yerine tüketim çılgınlığını bir yaşam tarzı olarak dayattığını söyleyen Celaleddin Vatandaş, batılı düşünürlerin Avm, marka ve modaya nasıl baktıklarını gözler önüne şöyle seriyor:

“Bir batı düşünür  Avm’ler için modern insanın katedralleri ifadesini kullanıyor. Onlara göre tüketim bir ritüeller bütünü. İnsanlar marka cemaatleri,  moda ikonlarına ayrılmış modernizmin köleleri..”

ÖYLE DE KAZANDIRIYOR, BÖYLE DE..

Yazar, tekrar tekrar dinlemeye namzet konuşmasında insanları birer tüketim çılgını haline getiren kapitalist anlayışı teorik ve pratik örneklerle deşifre etti. Mesela dedi ki; Medya organlarında bol kalorili ürünlerin reklamlarını yapanlar da, diyet ürünlerinin reklamlarını yapanlar da aynı merkezler..

İnsanları önce obez yaparak kazanıyorlar. Sonra da zayıflatarak kazanıyorlar. Onlar bu çarkın adına ‘’beden pazarı’’ diyorlar.

ISIRILMIŞ BİR ELMA UĞRUNA..

İnsanlığın başını döndüren tüketim çılgınlığı, yurdum insanını nasıl etkiliyor?

Celaleddin Vatandaş, bu anlamlı soruya ibretli bir hatırayla cevap veriyor:

“Asgari ücretle çalıştığı halde ısırılmış elma logolu bir telefona sahip olmak için insanlar ne büyük sıkıntılar çekiyor. Maaşının birkaç katı borçlananlar, bankalardan kredi çekenler ve kredilerini ödeyemeyip icralık olanlar.

Evet, bunların hepsi sadece ısırılmış bir elma uğruna oluyor.”

BİR ŞAMPUAN REKLAMI

Bazı düşünürlerin seküler teoloji dedikleri o akım, kitleleri reklamlarıyla bile bakınız nasıl birer tüketim çılgını haline getiriyor.

 “Şimdi bir şampuan reklamı düşünün. Şampuan reklamının mesajı ne olması lazım?

Parlak, sağlıklı, temiz saçlar. Peki, reklamda hangi mesajlar veriliyor.

“Banyo eden bir kadın. Bol bol beden teşhiri. Savrulan saçlar. En son sağlık, temizlik. Bir reklam için din,gelenek, mahremiyet ve özel hayat işte böyle hiçe sayılıyor.

Adamların böyle bir derdi de yok zaten.

Siz hiçbir dizide, filmde haram, helal vurgusuna rastladınız mı?’’