Tepeden tırnağa zalim
Güç, kuvvet, kudret, servet,iktidar ve saltanata sahip olduğu için dışarıdan mutlu, başarılı ve akıllı gibi görülse de zalim; ahmağın, beyinsizin ve akılsızın tekidir. Zalim kördür. İnsanlık tarihinin aynı zamanda zalimlerin ve zulümlerin yer ile yeksan oluşunun da tarihi olduğu hakikatini görmez.
Her
zalim sağırdır.Zulmettiği mazlumların arşa yükselen feryadı figanları ve
zulmedenlerin helak edilirken attıkları çığlıkları duy(a)maz.
Hangi
okuldan mezun olursa olsun, zalim cahildir ‘’Zulüm ile abad olanın ahirinin
berbat olacağını bilemez’’
Zalim,
alemde ve ademde fesat çıkaran bir müfsittir.
Zalim,
saltanatını korumak için her türlü haltı işlemekten kaçınmayan bir mücrimdir.
Zalim,
fani lezzetler karşılığında baki elemleri satın alan bir müflistir.
Zalim
korkaktır,titrektir,ürkektir. Hakk’tan ve Halktan korktuğu için korunaklı
sığınaklardan ve barınaklardan başka yerlerde yaşayamaz.
Zalim
şeytanın dostu, heva ve hevesinin kölesi,
servet ve şehvetin uşağı, Allah’ın da düşmandır.
Zalim
beli kırılacak, boyunu vurulacak ve karşısında dağ gibi durulacak bir
müstekbirdir. Zalimin izi takipçilerini ateşe götürecek bir izdir. Sözü
dinleyenleri yoldan çıkaracak bir sözdür ve onun yüzü tükürülecek bir yüzdür.
Zalim
devleti ve milleti için dermanı bulunmayan bir dert, korkunç bir afet ve büyük
bir musibettir. ‘’Zalimlerin yaptıklarından gafil olmaktan münezzeh olan Rabbimiz imhal
eder(süre verir) fakat asla ihmal etmez. ‘’
Zalim
zulüm gemisini döktüğü mazlum kanında yüzdüren sefih bir canidir.
Zalim
haksız yere mazlum ve masumların canlarına kast eden rezil bir vahşidir.
Zalim
öldürerek yaşayacağını zanneden katil bir vampirdir.
Zalim
asla söz dinlemez. Kesinlikle halden anlamaz, hiçbir surette yola gelmez
,şefkat ve merhamet nedir bilmez.
Zalim
belki ülkelere hakim olur fakat kendine ve nefsine asla hakim olamaz.
Zalim
bazen kuzu postuna bürünür, ekmeği ve emeği saltanatına alet eder, fakat ekmeğe
ve emeğe en çok o ihanet eder. Zalim köpükten saltanatını sürdürmek için kan
döker, gözyaşı döker, garibanların belini büker. Neticede helak olur. Tarih
önünde zelil ve rezil bir şekilde diz çöker. Dünya’daki hiçbir mahkeme gerçek
manada zalimi yargılayamaz. Onun mazlumlara ettiği ezanın cezası en büyük
mahkemeye hakimlerin hakimine kalmıştır. ALLAH’ın kerim kitabında ‘’veylettiği zalime meyledene ateş dokunur.’’
Zalimin
akıbeti erinde gecinde döktüğü kan denizinde boğulmaktır. Rahman’nın
rahmetinden kovulmaktır. İlahi iradenin adalet kılıcıyla kalbinden vurulmaktır.
Hayatı boyunca tutuşturduğu zulüm ateşiyle ebediyen kavrulmaktır.
İman
eden her mümine adil bir dünya kurmak düşer. Mazlum kıyama kalkınca zalime
oturmak düşer. Zalimin bir gün mutlaka hayatı zindan olur. Akıbeti hüsran ve
ziyan olur. Zalimin canı sıkılır, mazlumlar kat kat inşa edilen zindanlara tıkılır ve bir gün gelir, saltanatlarıyla
birlikte mazlumların elleriyle heykelleri yıkılır. İbreti alem olsun diye
devrilen o heykellerin üzerlerine çıkılır. Tarihi tekebbürden ibaret görenlerin yer ile yeksan oluşlarının
tekerrürü akledenler için tam bir tefekkür kaynağıdır. Zalimin aklı başında, eli
vicdanında, ayakları da yerde değildir. O sahibi olduğu her şeyin kölesi, hakimi
olduğu her şeyinde mahkumudur.
O
gün en büyük mahkeme kurulur. Herkesin ettiği bir bir sorulur, kalem kırılır, hüküm
verilir, zalimin defteri dürülür, beli kırılır ve o artık elemler diyarına
sürülür.
‘’İnsan
suyu düğümler, mermere bıçak saplar, fakat onu ölümden kurtarmaz, bu hesaplar’’
Zalim
için bir zulüm bin ölüm demektir. Zulüm ne feci iştir, zulüm yolu yokuştur. O
baharsız bir kıştır. Sonu mutlak çöküştür. Zalimde iyi niyet aranmaz, haysiyete
rastlanmaz, hamiyet asla bulunmaz. İnsanın fani olduğunu bildiği halde cani
olması ne yaman bir gaflettir. Zalim kendisini hancı zanneden çıkar derekesine
doğru çıkmaz sokaklarda debelenen cahil ve sefil bir yolcudur. Yükselen kısık
sesler artık şiddetli bir deprem gibi zulüm binasını sallamıştır. Adalet, hürriyet
ve onur neyini üfleyen mazlum nefesler onu derinden sarsmıştır. Düne kadar
beslediği kargalar gözlerini oymak için hücum etmişlerdir. Dün başlarını ezdiği
mustazafların evlatları ve akrabaları onu çiğneyip geçmek için ayağa
kalkmışlardır. Düne kadar onun dostu olanlar artık bugün hasmı olmuşlardır. Zalimin
artık tek bir seçeneği kalmıştır: Yıkılmak, yok olmak ve def olmak.
8
Aralık 2024 günü Suriye’deki 61 yıllık Bass rejimi çökerken bütün zulüm ve
işkenceleri ile birlikte 54 yıllık Esed
ailesinin kanlı dönemi biterken, Suriyeli kardeşlerimizin Beyazıt ve
Saraçhane’deki sevinç gözyaşları sel olup akarken, gür sedaları bütün bentleri
yıkarken, aleme ders ve ibret olsun diye zalim ve zulme dair tefekkürümün
hasılasını köşemden tarihe notlar vezninde sizlerle paylaşmak istedim.
Ne
diyelim! zalimler için yaşasın CEHENNEM!