Müslüman Dünyanın Sessiz İhaneti: Tarihin Karşısında Utanç Sayfası
Gazze yaklaşık iki milyonluk nüfusu, sınırlı
doğal kaynakları ve 19 yıldır devam eden abluka altında olmasına rağmen ümmetin
onuru ve Filistin direnişinin sembolü olarak varlığını sürdürüyor İsrail ise
gelişmiş silah sistemleri, hava gücü, ekonomik destek ve diplomatik avantajlara
sahip olmasına karşın bu küçük şehri düşürmeyi başaramıyor. Gazze direnişinin
devamı için gerekli olan destek unsurları ve Müslüman ülkelerin bu konudaki
tarihî sorumluluğunu ele alalım.
Gazze'nin Kısıtlı İmkanlarla Sürdürdüğü Mücadele
Gazze, coğrafi olarak küçük ve uzun yıllardır abluka
altında olması sebebiyle kaynakları son derece sınırlıdır. Gazze’de modern
savunma sistemleri, tanklar veya gelişmiş silahlar bulunmamaktadır. Askeri,
siyasi, ekonomik ve diplomatik desteğin yokluğunda bile direnişin sürdürülmesi Filistin
halkının kararlılığını ve özgürlük mücadelesine olan bağlılığını gözler önüne
sermektedir. Ancak bu durumun sürdürülebilir olmadığı da aşikârdır; dış destek
olmaksızın bu direnişin devam etmesi her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.
İsrail'in Askeri ve Diplomatik Gücü Karşısında
Gazze'nin Direnci
İsrail, en modern askeri teçhizatlara, gelişmiş
hava güçlerine ve küresel diplomatik desteğe sahiptir. İsrail, sınırsız ekonomik
ve askeri bütün gücünü Gazze üzerinde kullanmaktan geri durmamaktadır. Ancak
tüm bu güce rağmen Filistin halkının özgürlük isteğini bastıramamış, Gazze’nin
iradesini kıramamıştır. Bu durum Filistin davasının sadece askeri bir
mücadeleden ibaret olmadığını, aynı zamanda bir halkın varoluş mücadelesi
olduğunu göstermektedir.
Müslüman Ülkelerin ve Vicdan Sahibi Milletlerin
Sorumluluğu
Gazze’nin bu mücadeleyi sürdürebilmesi için çevresindeki
Müslüman ülkelerin desteği elzemdir. Müslüman ülkeler, tarihi ve dini bağları
gereği Filistin halkına karşı sorumluluk taşımaktadır. Sadece Gazze’ye insani
ve lojistik yardım sağlamak değil aynı zamanda İsrail’e yönelik diplomatik (ve
askeri, siyasi, özellikle de ekonomik) baskı oluşturmak da bu ülkelerin
öncelikleri arasında yer almalıdır. Bölgedeki adaletsiz güç dengesini
değiştirmek için İsrail’e giden askeri desteklerin ve yardımların engellenmesi
gerekmektedir.
Gazze'nin Bağımsızlık Mücadelesinin Devamı İçin
Gerekenler
Gazze abluka altında olup dışarıdan yardım
alamazken İsrail’in her türlü malzeme ve desteğe erişimi devam etmektedir. Bu
dengesizliğin giderilmesi Gazze’nin bağımsızlık mücadelesinin sürdürülebilmesi
için önemlidir. Müslüman ülkelerin sadece duaları ve söylemleri ile değil, maddi
ve somut olarak da Filistin halkının yanında yer almaları gerekmektedir. Aksi
takdirde tarihsel ve dini olarak taşıdıkları sorumluluğu yerine getirmemiş
olmanın vebali altına gireceklerdir.
Sonuç olarak Gazze, en zor koşulları altında bile
direnmeye devam ederek tarihin onurlu sayfalarında çoktan yerini aldı. Ancak bu
mücadelenin sürdürülebilmesi sadece Filistin halkının kararlılığına değil aynı
zamanda Müslüman ülkelerin sağlayacağı desteklere de bağlıdır. Gazze’nin
özgürlüğe ulaşması için Müslüman dünyası harekete geçmek ve tarihî
sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Bu, sadece Gazze’nin değil tüm İslam
dünyasının geleceğine dair bir dönüm noktası olabilir.
**
NOTLAR
1.
Müslüman ülkelerin sadece duaları ve söylemleri
ile değil, maddi ve somut olarak da Filistin halkının yanında yer almaları
gerekmektedir.
2.
Savaşın etkisiyle daha da kötüleşen su kriziyle
karşı karşıya kalan Gazze'de yerel halk ve yerinden edilmiş kişiler,
hastalıkları önlemek amacıyla kaynattıkları kirli su dolu kovalar için
saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kaldıklarını anlatıyor.
3.
Uluslararası insan hakları örgütleri Gazze’de
binlerce sivilin kaçırılıp infaz edildiğini bildiriyor.
4.
Yahudi Bakan alay ederek camileri nasıl
yıktıklarını haber verdi. Dünyanın gözün baka baka bu tür yıkımların 2024
başından beri %400 arttığı bilgisi ile beraber bir caminin yıkım görüntülerini
İsrail Kamu Güvenliğini Koruma Bakanı Itamar yayınladı.
5.
ABD'nin yeni İsrail Büyükelçisi olacak Mike
Huckabee daha önceki bir konuşmasında; " Batı Şeria diye bir yer yoktur,
orası yahudilerin ve Samirilerindir, orada topluluklar, mahalleler ve şehirler
vardır" açıklaması yapmıştı.
6.
Netanyahu’nun ofisinden sızdırıldığı iddia edilen
belgeler şunları bildiriyor: Asker kayıplarının 9600 ölüye ulaştığı, yaralı
sayısının ise 50.000 olduğu, bunların içinde 4500 ağır ve kritik yaralı
bulunduğu ifade ediliyor. Belgeler, Sinvar’ın imajını karalayarak onun savaşı
bitirmek istemediğini göstermek amacı taşıyor. İsrail’in, Hamas’ın tünelleri ve
Kassam’ın gücü karşısında şaşkınlık yaşadığı belirtiliyor. Belgelerde, Hamas’ın
tıpkı Hizbullah gibi içerden sızdırılamadığı, İsrail ordusu ve Mossad’ın savaş
boyunca Hamas içinde bir ajan yerleştirmeyi başaramadığı ifade ediliyor. Hamas
yetkilisi, eski Filistin İçişleri Bakanı ve 2009’da İsrail tarafından suikastla
öldürülen Said Siam’ın halefi olan Fethi Hammad’ın hedef listesinde üçüncü
sırada olduğu belirtiliyor. İsrail’in Gazze’nin kuzeyini kendi hassas
bölgelerine dahil etmeyi amaçladığı ifade ediliyor. Raporlar, Gazze Şeridi’nin
kuzeyine, Hamas’ın kalan savaşçılarını ortadan kaldırmak için 40.000 Filistinli
otorite ajanının sokulmasının planlandığını belirtiyor.
7.
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel
Smotrich, 2025 yılının işgal altındaki Batı Şeria’nın "ilhak edilmesi
yılı" olacağını iddia etti.İsrail’in, işgal altındaki Batı Şeria’yı ilhak
etmesinin zamanının geldiğini öne süren Smotrich, ilgili kurumlara ilhak planı
için gerekli altyapı çalışmalarını başlatmaları talimatını verdiğini
söyledi.Smotrich, 2025 yılının işgal altındaki Batı Şeria’nın "ilhak
edilmesi yılı" olacağını da ileri sürdü.Smotrich ayrıca, Donald Trump'ın
yeniden ABD Başkanı seçilmesinin, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'yı ilhak
etmesi ve Filistin devletinin kurulmasını engellemesi için bir
"fırsat" olduğunu da iddia etti.