21 Kasım 2024

​Müslüman Dünyanın Sessiz İhaneti: Tarihin Karşısında Utanç Sayfası

Gazze yaklaşık iki milyonluk nüfusu, sınırlı doğal kaynakları ve 19 yıldır devam eden abluka altında olmasına rağmen ümmetin onuru ve Filistin direnişinin sembolü olarak varlığını sürdürüyor İsrail ise gelişmiş silah sistemleri, hava gücü, ekonomik destek ve diplomatik avantajlara sahip olmasına karşın bu küçük şehri düşürmeyi başaramıyor. Gazze direnişinin devamı için gerekli olan destek unsurları ve Müslüman ülkelerin bu konudaki tarihî sorumluluğunu ele alalım.  

Gazze'nin Kısıtlı İmkanlarla Sürdürdüğü Mücadele

Gazze, coğrafi olarak küçük ve uzun yıllardır abluka altında olması sebebiyle kaynakları son derece sınırlıdır. Gazze’de modern savunma sistemleri, tanklar veya gelişmiş silahlar bulunmamaktadır. Askeri, siyasi, ekonomik ve diplomatik desteğin yokluğunda bile direnişin sürdürülmesi Filistin halkının kararlılığını ve özgürlük mücadelesine olan bağlılığını gözler önüne sermektedir. Ancak bu durumun sürdürülebilir olmadığı da aşikârdır; dış destek olmaksızın bu direnişin devam etmesi her geçen gün daha da zorlaşmaktadır.

İsrail'in Askeri ve Diplomatik Gücü Karşısında Gazze'nin Direnci

İsrail, en modern askeri teçhizatlara, gelişmiş hava güçlerine ve küresel diplomatik desteğe sahiptir. İsrail, sınırsız ekonomik ve askeri bütün gücünü Gazze üzerinde kullanmaktan geri durmamaktadır. Ancak tüm bu güce rağmen Filistin halkının özgürlük isteğini bastıramamış, Gazze’nin iradesini kıramamıştır. Bu durum Filistin davasının sadece askeri bir mücadeleden ibaret olmadığını, aynı zamanda bir halkın varoluş mücadelesi olduğunu göstermektedir.

Müslüman Ülkelerin ve Vicdan Sahibi Milletlerin Sorumluluğu

Gazze’nin bu mücadeleyi sürdürebilmesi için çevresindeki Müslüman ülkelerin desteği elzemdir. Müslüman ülkeler, tarihi ve dini bağları gereği Filistin halkına karşı sorumluluk taşımaktadır. Sadece Gazze’ye insani ve lojistik yardım sağlamak değil aynı zamanda İsrail’e yönelik diplomatik (ve askeri, siyasi, özellikle de ekonomik) baskı oluşturmak da bu ülkelerin öncelikleri arasında yer almalıdır. Bölgedeki adaletsiz güç dengesini değiştirmek için İsrail’e giden askeri desteklerin ve yardımların engellenmesi gerekmektedir.

Gazze'nin Bağımsızlık Mücadelesinin Devamı İçin Gerekenler

Gazze abluka altında olup dışarıdan yardım alamazken İsrail’in her türlü malzeme ve desteğe erişimi devam etmektedir. Bu dengesizliğin giderilmesi Gazze’nin bağımsızlık mücadelesinin sürdürülebilmesi için önemlidir. Müslüman ülkelerin sadece duaları ve söylemleri ile değil, maddi ve somut olarak da Filistin halkının yanında yer almaları gerekmektedir. Aksi takdirde tarihsel ve dini olarak taşıdıkları sorumluluğu yerine getirmemiş olmanın vebali altına gireceklerdir.

Sonuç olarak Gazze, en zor koşulları altında bile direnmeye devam ederek tarihin onurlu sayfalarında çoktan yerini aldı. Ancak bu mücadelenin sürdürülebilmesi sadece Filistin halkının kararlılığına değil aynı zamanda Müslüman ülkelerin sağlayacağı desteklere de bağlıdır. Gazze’nin özgürlüğe ulaşması için Müslüman dünyası harekete geçmek ve tarihî sorumluluğunu yerine getirmek zorundadır. Bu, sadece Gazze’nin değil tüm İslam dünyasının geleceğine dair bir dönüm noktası olabilir.

**

NOTLAR

1.      Müslüman ülkelerin sadece duaları ve söylemleri ile değil, maddi ve somut olarak da Filistin halkının yanında yer almaları gerekmektedir.

2.      Savaşın etkisiyle daha da kötüleşen su kriziyle karşı karşıya kalan Gazze'de yerel halk ve yerinden edilmiş kişiler, hastalıkları önlemek amacıyla kaynattıkları kirli su dolu kovalar için saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kaldıklarını anlatıyor.

3.      Uluslararası insan hakları örgütleri Gazze’de binlerce sivilin kaçırılıp infaz edildiğini bildiriyor.

4.      Yahudi Bakan alay ederek camileri nasıl yıktıklarını haber verdi. Dünyanın gözün baka baka bu tür yıkımların 2024 başından beri %400 arttığı bilgisi ile beraber bir caminin yıkım görüntülerini İsrail Kamu Güvenliğini Koruma Bakanı Itamar yayınladı.

5.      ABD'nin yeni İsrail Büyükelçisi olacak Mike Huckabee daha önceki bir konuşmasında; " Batı Şeria diye bir yer yoktur, orası yahudilerin ve Samirilerindir, orada topluluklar, mahalleler ve şehirler vardır" açıklaması yapmıştı.

6.      Netanyahu’nun ofisinden sızdırıldığı iddia edilen belgeler şunları bildiriyor: Asker kayıplarının 9600 ölüye ulaştığı, yaralı sayısının ise 50.000 olduğu, bunların içinde 4500 ağır ve kritik yaralı bulunduğu ifade ediliyor. Belgeler, Sinvar’ın imajını karalayarak onun savaşı bitirmek istemediğini göstermek amacı taşıyor. İsrail’in, Hamas’ın tünelleri ve Kassam’ın gücü karşısında şaşkınlık yaşadığı belirtiliyor. Belgelerde, Hamas’ın tıpkı Hizbullah gibi içerden sızdırılamadığı, İsrail ordusu ve Mossad’ın savaş boyunca Hamas içinde bir ajan yerleştirmeyi başaramadığı ifade ediliyor. Hamas yetkilisi, eski Filistin İçişleri Bakanı ve 2009’da İsrail tarafından suikastla öldürülen Said Siam’ın halefi olan Fethi Hammad’ın hedef listesinde üçüncü sırada olduğu belirtiliyor. İsrail’in Gazze’nin kuzeyini kendi hassas bölgelerine dahil etmeyi amaçladığı ifade ediliyor. Raporlar, Gazze Şeridi’nin kuzeyine, Hamas’ın kalan savaşçılarını ortadan kaldırmak için 40.000 Filistinli otorite ajanının sokulmasının planlandığını belirtiyor.

7.      İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, 2025 yılının işgal altındaki Batı Şeria’nın "ilhak edilmesi yılı" olacağını iddia etti.İsrail’in, işgal altındaki Batı Şeria’yı ilhak etmesinin zamanının geldiğini öne süren Smotrich, ilgili kurumlara ilhak planı için gerekli altyapı çalışmalarını başlatmaları talimatını verdiğini söyledi.Smotrich, 2025 yılının işgal altındaki Batı Şeria’nın "ilhak edilmesi yılı" olacağını da ileri sürdü.Smotrich ayrıca, Donald Trump'ın yeniden ABD Başkanı seçilmesinin, İsrail'in işgal altındaki Batı Şeria'yı ilhak etmesi ve Filistin devletinin kurulmasını engellemesi için bir "fırsat" olduğunu da iddia etti.