Vakıf Katılım
Vakıf Katılım

11 Şubat 2025

​Milli Eğitim için temel nazariye teklifi (1)

Eğitim milli hedeflere yönelik milli amaçlar yüklenerek tanımlanıp uygulanması gereken bir süreçtir. İnsan varlığı itibari ile tek, mahiyeti itibariyle çokluk içerir. Her insanın eğilimi, yeteneği ve zekası belirli bir hayat odağına yönelik olarak doğuştan ve toplum içinde kazanılarak oluşur. Eğitim felsefemizin esası her çocuğu tek tip değerlendirmek yerine ilk eğitimde yetenekleri tespit ve geliştirme odaklı ele alarak bu meyanda geliştirmek olmalıdır. Eğitimde bireysellik esas olmalıdır. Esasen Anadolu, Teknik, Fen ve Sosyal Bilimler gibi liselerin ortaya çıkışı bu meseleyle alakalıdır. Lakin ülkemizde insan ve öğrenci odaklı eğitim yerine müfredata göre öğrenci seçme usulü olduğundan nice yetenek yanlış sınıflarda sönüp gitmektedir. Ülkemizin modernleşme ve teknoloji üretme meselesi medeniyet meselemizin odağına yerleştiğinden matematik dersi merkezli bir başarı esas olarak başarının odağında yer almaktadır. Felsefemiz, eğitimin niteliğini belirleme, insanlara bakış açısı kazandırma ve akıl yürütme biçimi sağlama bakımından bize yol gösterici olacak otantik bir mahiyet taşımadığından yerel ve küresel çapta etki yapacak ciddi medeniyet insanları yetiştirmekte zorlanıldığı aşikârdır.

Kendöz Nazariyesi: Eğitim kendözcülüktür. Eğitim insanlık umranın içinde bireyin kendözünü/bilgeliği ve medeniyeti kavrama sürecidir. Kendini bilerek toplum-devlet-şehir çerçevesinde insanı ve insanlığı bilme, anlama, sevme ve bilgeleşme sürecidir. Varlık içinde bilgiden bilgeliğe ulaşmak kendözünden evrenin gerçeğine kadar medeniyeti ve düzeni fayda, iyi, doğru ve güzel üzerinden yaşama ve yaşatma merkezli bir hareket eğitimdir. Biyolojik varlık düzeyinden insanlık düzeyine çıkarak aşamalı olarak kendözünü tanıyarak milli ve milletlerarası düzeyde kendi yerelinden evrensel oluşturma bilinci oluşturarak medeniyet gayeli bir oluşum ve değişim eğitimin esasıdır.  Bilgelik ile kendine ve insanlığa bakma becerisini akli ve samimi bir içerikle kazanmış ve buna göre davranan birey kendi varoluş sabitelerini, toplumunda ve devletindeki milli müşterekleri ve insanlığın müşterek değerlerini kazanmış olarak eğitim felsefemizce milli sabitelerle donanmış ve insanlığın değerleriyle iletişime açık fayda üretme odaklı bir kişilik kazanması bu nazariye bağlamında ifade edilmelidir.

Çekirdek Nazariyesi: Eğitim çekirdekten meyve üretmektir. Eğitim varlık içinde/duyulur dünyada aklını kullanarak idrake ulaşma ve ulaştırma sürecidir. İnsan anlayışında duyu-akıl-fikir bütünlüğü taşıyan bireyin ortaya çıkarılması eğitimle mümkündür. Elmanın çekirdeği onun varlığını temsil eden nesnelliğin oluşmasının sebebi midir? Çekirdeği tespit etmek elmayı temsil eden özün kesinliğini belirleyerek hakikatinin bilgisine ulaşmak mıdır? Peki, evrenin varlığını temsil eden nesnelliğin özü nedir? Bu özün kesin bilgisi bize evrenin hakikatini verir mi? Varlık, temsil ve nesnellik… Temsilin neliği nesnelliği açıklama tarzımızı belirler. Varlık kavrayışımız da buna dair şekillenir. lmanın varlığı ağacın kökleri, gövdesi, dalları, yaprakları, çiçeklerinde meknuz olsa da esas öz çekirdektir ve her yeni elma sonsuz bir döngü içinde yeniden varlığın imkânını taşır. Çekirdek ağaç suretinde elma neticesi ile ağaç ölene kadar yaşar ve sonra başka bir çekirdek ağaç suretinden elma suretine geçerek süreci devam ettirir. Çekirdeğin bu değişim ve dönüşüm süreçleri yağmur, toprak, sıcaklık gibi harici etkenlerle desteklenerek mahiyetindeki imkân mümküne dönüşür. Bu noktada çekirdek elmanın mikro kozmosu iken elma çekirdeğin tüm bu sayılanlarla makro kozmosu olur. Elma meyvesi ve imgesini temsil eden nesnelliğin tezahürü bizi elma nedir sorusuna getirir? Ya toprağa düşen çekirdeğin yeşerme imkânını sağlayan o karmaşık ve görünmez düzen? Kendi milli ve beynelmilel müştereklerini bilmeyen birey şahsiyet olamaz ve bunlar üzerinden ve bu amaçla medeniyet merkezli düşünerek kendisini konumlandırıp eğitimden ne alması, neden eğitim/öğretim edinmesi gerektiğine şahsi çıkar ve haz duygusu ötesinde karar veremez. Bu nazariye eğitim felsefemizin yetiştirmek istediği bireyin Türk milli kültürü çevresinde ben duygusunun, kimlinin bilinicinin oluşması noktasından sabitelerin eğitimini vermek bakımından önemli olduğu ifade edilmelidir.

Farabî’nin şu öğretmen-öğrenci yaklaşımı günümüz için de manalıdır: Öğretmen: 1- İyi karakterli, gerçekçi, 2- Öğretmeyi seven, gönül insanı ve çıkar beklemeyen, 3- Öğreteceği şeyde uzman olup, yetkinleşmiş olman. Farabi öğrencide bulunması gerek özellikleri de şu şekilde sıralamaktadır. 1- Anlatılan kavramları içselleştirebilmeli, 2- Bu içselleştirdiği kavramları ifade edebilmelidir. Bu konuda kendisi kendileri ile milletlerin ve şehirlerin bu hayatta dünya mutluluğu ve öteki hayatta üstün mutluluğu elde ettikleri insani nesneler dört türlüdür: 1- Nazari erdem, 2- Düşünme erdemleri, 3- Ahlaki erdemler, 4- İşlek (ameli) sanatlar diyerek öğrenmeyi dört erdeme bağlar. Eğitim medeniyete yönelik olarak zihni ve duygu gelişimini sağlama faaliyeti olarak bu çerçevede oluşmalıdır. Değişime açıklık, eleştiri yeteneği olan ve düşünme imkânlarına haiz bireyler şüphesiz medeniyet kovanımıza büyük katkı sağlayacaktır. Ülkemizde cehalet, fakirlik ve bölünmüşlüklerden çıkmanın yolu ideolojiler üstü olarak medeniyet ülküsüne yönelerek eğitilmiş bireylerin oluşturacağı toplum, gelişecek devlet yapısı ve oluşacak şehirler hayati önemdedir.  Eğitimin milli karakteri kendi ülkesindeki değerler üzerinden evrensel cümleler kurmaya yönelen bireyi yetiştirme ve milli kültürü bir medeniyet malzemesi haline getirme ülküsü kazanmış bireyler şüphesiz ülkesi ve insanlık için fayda üretecektir. Türk kültürü, tarihi ve tecrübesi mazisi ve hali ile geleceği bu çerçeveden kurmaya muktedir kaynaklara sahiptir.

Eğitim bir maruz bırakış değil bir keşfetme ve kendini keşfettirme sürecidir.

 

Hak İçin Olsun

Vesselam