Milli Eğitim için temel nazariye teklifi (1)
Eğitim milli
hedeflere yönelik milli amaçlar yüklenerek tanımlanıp uygulanması gereken bir
süreçtir. İnsan varlığı itibari ile tek, mahiyeti itibariyle çokluk içerir. Her
insanın eğilimi, yeteneği ve zekası belirli bir hayat odağına yönelik olarak
doğuştan ve toplum içinde kazanılarak oluşur. Eğitim felsefemizin esası her
çocuğu tek tip değerlendirmek yerine ilk eğitimde yetenekleri tespit ve
geliştirme odaklı ele alarak bu meyanda geliştirmek olmalıdır. Eğitimde
bireysellik esas olmalıdır. Esasen Anadolu, Teknik, Fen ve Sosyal Bilimler gibi
liselerin ortaya çıkışı bu meseleyle alakalıdır. Lakin ülkemizde insan ve
öğrenci odaklı eğitim yerine müfredata göre öğrenci seçme usulü olduğundan nice
yetenek yanlış sınıflarda sönüp gitmektedir. Ülkemizin modernleşme ve teknoloji
üretme meselesi medeniyet meselemizin odağına yerleştiğinden matematik dersi
merkezli bir başarı esas olarak başarının odağında yer almaktadır. Felsefemiz,
eğitimin niteliğini belirleme, insanlara bakış açısı kazandırma ve akıl yürütme
biçimi sağlama bakımından bize yol gösterici olacak otantik bir mahiyet
taşımadığından yerel ve küresel çapta etki yapacak ciddi medeniyet insanları
yetiştirmekte zorlanıldığı aşikârdır.
Kendöz
Nazariyesi: Eğitim kendözcülüktür. Eğitim insanlık
umranın içinde bireyin kendözünü/bilgeliği ve medeniyeti kavrama sürecidir.
Kendini bilerek toplum-devlet-şehir çerçevesinde insanı ve insanlığı bilme,
anlama, sevme ve bilgeleşme sürecidir. Varlık içinde bilgiden bilgeliğe ulaşmak
kendözünden evrenin gerçeğine kadar medeniyeti ve düzeni fayda, iyi, doğru ve
güzel üzerinden yaşama ve yaşatma merkezli bir hareket eğitimdir. Biyolojik
varlık düzeyinden insanlık düzeyine çıkarak aşamalı olarak kendözünü tanıyarak
milli ve milletlerarası düzeyde kendi yerelinden evrensel oluşturma bilinci
oluşturarak medeniyet gayeli bir oluşum ve değişim eğitimin esasıdır. Bilgelik ile kendine ve insanlığa bakma
becerisini akli ve samimi bir içerikle kazanmış ve buna göre davranan birey
kendi varoluş sabitelerini, toplumunda ve devletindeki milli müşterekleri ve
insanlığın müşterek değerlerini kazanmış olarak eğitim felsefemizce milli
sabitelerle donanmış ve insanlığın değerleriyle iletişime açık fayda üretme
odaklı bir kişilik kazanması bu nazariye bağlamında ifade edilmelidir.
Çekirdek Nazariyesi: Eğitim çekirdekten
meyve üretmektir. Eğitim varlık içinde/duyulur dünyada aklını kullanarak idrake
ulaşma ve ulaştırma sürecidir. İnsan anlayışında duyu-akıl-fikir bütünlüğü
taşıyan bireyin ortaya çıkarılması eğitimle mümkündür. Elmanın çekirdeği onun varlığını temsil eden nesnelliğin
oluşmasının sebebi midir? Çekirdeği tespit etmek elmayı temsil eden özün
kesinliğini belirleyerek hakikatinin bilgisine ulaşmak mıdır? Peki, evrenin
varlığını temsil eden nesnelliğin özü nedir? Bu özün kesin bilgisi bize evrenin
hakikatini verir mi? Varlık, temsil ve nesnellik… Temsilin neliği nesnelliği
açıklama tarzımızı belirler. Varlık kavrayışımız da buna dair şekillenir.
lmanın varlığı ağacın kökleri, gövdesi, dalları, yaprakları, çiçeklerinde
meknuz olsa da esas öz çekirdektir ve her yeni elma sonsuz bir döngü içinde
yeniden varlığın imkânını taşır. Çekirdek ağaç suretinde elma neticesi ile ağaç
ölene kadar yaşar ve sonra başka bir çekirdek ağaç suretinden elma suretine
geçerek süreci devam ettirir. Çekirdeğin bu değişim ve dönüşüm süreçleri
yağmur, toprak, sıcaklık gibi harici etkenlerle desteklenerek mahiyetindeki
imkân mümküne dönüşür. Bu noktada çekirdek elmanın mikro kozmosu iken elma
çekirdeğin tüm bu sayılanlarla makro kozmosu olur. Elma meyvesi ve imgesini
temsil eden nesnelliğin tezahürü bizi elma nedir sorusuna getirir? Ya toprağa
düşen çekirdeğin yeşerme imkânını sağlayan o karmaşık ve görünmez düzen? Kendi
milli ve beynelmilel müştereklerini bilmeyen birey şahsiyet olamaz ve bunlar
üzerinden ve bu amaçla medeniyet merkezli düşünerek kendisini konumlandırıp
eğitimden ne alması, neden eğitim/öğretim edinmesi gerektiğine şahsi çıkar ve
haz duygusu ötesinde karar veremez. Bu nazariye eğitim felsefemizin yetiştirmek
istediği bireyin Türk milli kültürü çevresinde ben duygusunun, kimlinin
bilinicinin oluşması noktasından sabitelerin eğitimini vermek bakımından önemli
olduğu ifade edilmelidir.
Farabî’nin şu
öğretmen-öğrenci yaklaşımı günümüz için de manalıdır: Öğretmen: 1- İyi
karakterli, gerçekçi, 2- Öğretmeyi
seven, gönül insanı ve çıkar beklemeyen, 3- Öğreteceği şeyde uzman olup,
yetkinleşmiş olman. Farabi öğrencide bulunması gerek özellikleri de şu şekilde
sıralamaktadır. 1- Anlatılan kavramları içselleştirebilmeli, 2- Bu
içselleştirdiği kavramları ifade edebilmelidir. Bu konuda kendisi kendileri ile
milletlerin ve şehirlerin bu hayatta dünya mutluluğu ve öteki hayatta üstün
mutluluğu elde ettikleri insani nesneler dört türlüdür: 1- Nazari erdem, 2-
Düşünme erdemleri, 3- Ahlaki erdemler, 4- İşlek (ameli) sanatlar diyerek
öğrenmeyi dört erdeme bağlar. Eğitim medeniyete yönelik olarak zihni ve duygu
gelişimini sağlama faaliyeti olarak bu çerçevede oluşmalıdır. Değişime açıklık,
eleştiri yeteneği olan ve düşünme imkânlarına haiz bireyler şüphesiz medeniyet
kovanımıza büyük katkı sağlayacaktır. Ülkemizde cehalet, fakirlik ve
bölünmüşlüklerden çıkmanın yolu ideolojiler üstü olarak medeniyet ülküsüne
yönelerek eğitilmiş bireylerin oluşturacağı toplum, gelişecek devlet yapısı ve
oluşacak şehirler hayati önemdedir.
Eğitimin milli karakteri kendi ülkesindeki değerler üzerinden evrensel
cümleler kurmaya yönelen bireyi yetiştirme ve milli kültürü bir medeniyet
malzemesi haline getirme ülküsü kazanmış bireyler şüphesiz ülkesi ve insanlık
için fayda üretecektir. Türk kültürü, tarihi ve tecrübesi mazisi ve hali ile
geleceği bu çerçeveden kurmaya muktedir kaynaklara sahiptir.
Eğitim bir maruz
bırakış değil bir keşfetme ve kendini keşfettirme sürecidir.
Hak İçin Olsun
Vesselam