Malcolm X: Harlem'de bir mücahid!
İnkalar,
Mayalar, Aztekler, Kızılderililer ülkesi Amerika’da İslam hep vardı. Amerikalı
Peygamberler, yerli ağalara, derebeylerine karşı cihad ettiler, halklarının
haklarını savundular.
“Onlara, iyice açıklasın diye her
peygamberi kendi kavminin dili ile gönderdik. Artık, Allah dileyeni saptırır,
dileyeni de doğru yola iletir. Çünkü O, güçlüdür; hikmet sahibidir” Yüce Mesaj’ı, Allah’ın Amerika’ya
peygamberler gönderdiğinin delilidir.
Amerika’nın
keşfi, bir şehir efsanesidir. Oysa Amerika hep vardır. Çarşı, hukuk, mimari, edebiyat
ülkesidir Amerika.
Daha
640’larda Mekkeli kardeşleri gelmiştir, Amerika’ya. Mağaralardaki secde ve rüku
sembolleri; duvarlara kazınan ayetler, sanatın Allah ile buluştuğunun resmidir.
Su, toprak,
hava ve ateş… nimettendir. Gözü gibi bakar Amerikalı. Ta ki at hırsızı Beyaz
Adam, ziftten kara kalbiyle işgal edene dek.
1 gram altın
için 1 ton suya siyanür katan Vahşi Batılı, koskoca kıtayı bir açık cezaevine
çevirir. Balıklar görünmez, suya girilmez olur.
Kürek
cezaları, prangalar, işkenceler canına tak dedirtir. Bu da yetmez, Senegal
kıyılarından köle gemileri kalkar. Hastalanan, isyan eden… denize atılır.
1830’da, Çinke’nin, Amistad köle gemisinde, tam da Okyanus’un
ortasında başlattığı soylu cihadı, meyvelerini verir.
Amerika
kıtası, üzerine abanan karabasandan kurtulmak üzeredir.
Malcolm’un 7
göbek ailesi, Nebraska’ya getirilir. Nesilden nesile aktarılan çile tezgahından
geçerler.
1925’te
doğar Malcolm. 7 kardeş kıt kanaat geçinmekte iken Ku Klux Klan, Malcolm’un
evini yakar yıkar. Henüz 4 yaşındadır Malcolm.
6 yaşına
geldiğinde babasını vahşice katledip, arabayla üzerinden geçerler. Yasin
Börü’nün zerdüşt katilleri sanki bu olaydan esinlenmişlerdi.
7 kardeş, 7
koruyucu ailede, ırgattır. Anne ise cinayet anını unutamaz. Tımarhanede 20 yıl.
Malcolm, annesini canından çok sever. Bir an olsun bırakmaz.
Mahalle
baskısı Malcolm’u suç makinası yapar. Sabit bir fikir oluşur Malcolm’de: “Beyazlar
şeytandır. Beyaz’ın parası pulu zencinin hakkıdır.”
Kodeste okur
okur. Yanına sinsice yaklaşan biri, Elijah’a yönlendirir. 7 yıllık hücre
hayatından sonra Elijah’ın yanındadır artık. Çok geç anlar, Elijah’ın kalitesiz
bir din simsarı olduğunu.
Malcolm,
Kabe’de tavaf ederken bir renk cümbüşünün ortasında bulur kendini. Beyazlar
içinde beyaz ruhlular, bir çiçek bahçesini andırır, adeta. “Biz eşitiz”
Zemzemini
ikram eden Avrupalı, hurmasını paylaşan çekik gözlü, sağında solunda saf tutan
Afrikalı/Asyalı, Malcolm’un zihin dünyasını önce paramparça eder, sonra hiç
kopmayacak şekilde bir araya getirir.
“Irkçılık
bir ideoloji değil, psikolojik bir hastalıktır” der. Elijah’la yollarını
ayırır.
O, artık ‘Little’
da, ‘X’ de değildir. ‘Little’ beyazlar tarafından verilmiştir. Köleliği
simgeleyen ‘X’i de bir kenara atar.
O, ‘El Hac
Malik el Şahbaz’dır.
40
yaşındadır. Dünyanın bütün çilesini çekmiş yorgun bedeni huzura hasrettir. ‘Son
günü’ olduğunu anlamıştır.
Hayat
arkadaşıyla ve çocuklarıyla helalleşir. Yol boyu uyarılar alır. Aldırmaz,
Malcolm.
Kadere
teslim olmuştur, bir kere. Binler beklemektedir, heyecanla coşkuyla.
“Esselamü
aleyküm!”
3 kişi
selamını almaz. Nasipsizdir 3 kişi. Kargaşa çıkarırlar. Derken namert eller
tetiğe sarılır. 21 kurşun çıkar bedeninden. 21 Şubat’ta 21 kurşun.
Bir ismi
daha vardır Malcolm’un:
“Şehit”