Kosova Türk Tiyatrosu
Türkiye dışındaki Türklerin kültürel varlıklarını sürdürme meselesi son derece önemli bir konu olarak farklı coğrafyalarda değişik sorunlarla sürmeye devam ediyor. Türk kültürü meselesi olmayan hatta zaman zaman bunu sorun gören devletler çatısı altında kendiliğini sürdürmek ve diğer yandan yaşadığı ülkeyle uyum içinde kalmak önemli bir dengeyi gerektiriyor. Doğu Türkistan’dan Balkanlara Rusya Federasyonundan Orta Doğu ve farklı yerlere kadar Türk topluluklar varlıklarını sürdürürken muhtelif sorunları aşarak varlıklarını sürdürme mücadelesi veriyorlar. Türkçe bu meyanda kendini var etme noktasında son derece önemli bir başlık olarak duruyor. Zira yaşanılan ülkelerde tabii olarak kullanılan yaygın dilin yanında Türkçeyle yaşamak gayreti için sanat şüphesiz en etkili yollardan biridir. Tiyatro bu başlıkta son derece öne çıkar ki Üsküp ve Prizren’de yer alan tiyatro faaliyetleri bu konuda Rumelin’nde kamu diplomasimiz için tecrübi ve yöntem açısından fevkalade önemli bir yerde durur. Farklı siyasi dönemlerde siyasi ve ekonomik açıdan bir güç kutbu oluşturamayan Türkler için son derece barışçıl ve Türkçeyi temsil etme, öğretme ve sürdürme yanında sanatın eğitici fonksiyonu açısından tiyatro Türk dünyasını birleştiren müşterek bir imkan olma özelliği taşımaktadır ve bu konuda ilgili kurumlar maddi ve teknik desteklerle bu konuyu ciddiye almalıdırlar.
Kosova Türk tiyatrosu 1935’te
Hacivat Karagöz ile perdelerini açarak sahneye perde demişti. Türk varlığının
Türkiye dışında kendini sürdürmesi şüphesiz öncelikle dil varlığını Türkçe’yi
korumakla mümkün olabilecektir. Üsküp tiyatrosu gibi bu tiyatro da Kosova’da
kültürümüzün varlığını sürdürmesi noktasında son derece önemli bir yerde durur.
Sanat sınır ve siyaset ötesi doğası ile ideolojiler ötesinde Türkçenin temsili tiyatronun
tüm sanat işlevi yanında kamu diplomasisi bakımından Rumelinde ve esasen Türk
kültürünü ve Türkçe’yi yaşayan her kesimin olduğu yerde son derece
önemlidir. geçmişi 1936 yılına dayanan Prizren Türk
tiyatrosunun, bir yandan Türklük ve Türkçe'nin yaşatılması diğer yandan da
tiyatro sanatını geniş kitlelere yaymak ve sevdirmek misyonunu başarıyla yerine
getirdiğini özetleyen sinevizyon gösterisi büyük bir ilgiyle izlendi.
Türkçe’nin Türkiye dışında bekçiliği yapan bu tiyatroya
dair Prizren Türk Şehir Tiyatrosu hakkında kapsamlı bir çalışma
hazırlayan Kosovalı yazar Agim Rifat Yeşeren’in “Kosova Türk Tiyatrosu-Milli
Kurum Prizren Türk Şehir Tiyatrosu” adlı kitabı yayınlandı.Yine Senem Cevherin
2018’da yayınlanan Kosova Türk tiyatrosu kitabı burası hakkında bilgi almak
isteyenler için ilk andaki bilgi kaynaklarıdır.
Geçmişi 1935/6 yıllarına dayanan Prizren Türk
tiyatrosunun, bir yandan Türklük ve Türkçe'nin yaşatılması diğer yandan da
tiyatro sanatını geniş kitlelere yaymak ve sevdirmek misyonunu başarıyla yerine
getirmiştir. Prizren Kültür Evi bünyesinde faaliyet
gösteren ve profesyonel olma ünvanını çoktandır hak ettiği düşünülen ancak
bugün hala amatör olarak etkinlik gösteren Türk tiyatro topluluğunun, gerek
eski Yugoslavya,
gerek ise Kosova'da savaş sonrası dönemde yüzlerce oyunu başarıyla sahneye
koyarak, en iyi oyun, en iyi yönetmen, en iyi oyuncu, en iyi müzik, en iyi
koreografi, en iyi sahne tasarımı gibi ödülleri
kazandığı da bilinmektedir.
Türk dünyasının her yerinde özellikle bağımsız devletler
dışında İran ve Çin gibi coğrafyalarda bu tip sanat kültür ağırlıklı kültür
faaliyetleri oradaki varlığın korunması ve çağdaş sanatla buluşarak hayatı
anlama, açıklama ve yaşama etkinliğinin sürmesi bakımından tiyatronun özellikle
Türk Devletleri Teşkilatı gündemine de alınmasını Türkistanlılık fikri ve
medeniyetçi milliyetçilik mefkûresi bağlamında önemli buluyoruz. Siyasi ve
askeri gücün sınırlı olduğu bir çerçevede ekonomik ve kültürel gücün üzerinden
varlığın sürdürülmesi daha basiretli görünmektedir.
Hak İçin Olsun
Vesselam