vakıf katılım haziran paketi
vakıf katılım haziran paketi sağ

15 May 2025

​Kara Kutuya Dünyayı Sığdırmak yahut Yeni Nesil Tiyatrolar

Tiyatronun insana kendini anlatan doğası çağlar içinde tiyatro, sanat ve seyirci gerilimine zaman ruhunun etkisinde gelişerek bugüne ulaştı. İnsanın kendini anlatma ve anlamaya dair ontolojik yapısı süreç içinde farklı suretlerle insan gibi değişip dönüşerek hayat içinde bazen anı, bazen keşif, bazen eğlence, bazen kendini düşünme, bazen sosyal cephane biriktirime gibi pek çok saikle gelişti sürdü gitti. “Antik Yunan’ın tiyatro formları Rönesans döneminde İtalyan sahnesine evrildi. 20. yüzyılın son çeyreğinde ise tiyatro sanatı dramaturji ve prodüksiyon tekniklerinde farklılıklar sunarken bir yandan da mekânsal anlamda, yeni bir form ve yeni üretim biçimleri ortaya çıkarmaya başladı. (Devran Bengü, Tiyatro Mimarisinde “Kara Kutu” Form ve İstanbul Coğrafyasında Gelişimi, https://yapidergisi.com/tiyatro-mimarisinde-kara-kutu-form-ve-istanbul-cografyasinda-gelisimi). Tiyatronun kendisi kadar gösterinin mekanı da tiyatro severleri ister müdavim seyirci olsun, ister arada sırada uğrayan isterse de eğlence ararken yolu düşenler etkilemiştir. Oradaki hava ve derinlik icra edilen sanat kadar seyirciye etki eder. Bu bakımdan her daim tiyatro mekanları zaman içinde farklı tezahürlerle hayatımızda yer aldı ve almaya devam ediyor. İşte bu süreçte son zamanlarda kara kutu denilen yapıda salonlar ortaya çıkmaya başladı. Bunun son örneklerinden birisi Anadolu Üniversitesi’nde mevcut salonun deprem riski ile hassasiyet göstermesi ile birlikte ortaya çıktı. İlk sunumlar da Maskeliler ve Yunus Emre’ye dair oyunlarla gösterilmeye başlandı. Küçük bir alanda kara kutu tekniği ile hazırlanan bir sahnenin nasıl bir imkân sağladığını görmek bakımından etkili bir çalışma olarak Süleyman Karaahmet’in akademik katkısı ve üniversite yönetiminin desteği ile ortaya çıktı. Ankara’da Yakîn Tiyatro Yakîn Sahne ve Mesafe Sahne ile bunun pek çok örneğinden biri olarak görülebilir.

Peki bu salonları tiyatronun kendi anlam dünyası içinde ortaya çıkaran süreç nasıl gelişti? “Kentli insanın geçirdiği sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel dönüşümler çerçevesinde, toplumsal yaşamın özel ve kamusal arasındaki gelgitleri tiyatro sanatının kendi içindeki değişim ve dönüşümleri ile ciddi bir etkileşim içerisindedir. Tiyatro sanatı, düşünce tarihi boyunca, sosyolojik oluşumlara sürekli tepki veren, toplumsal muhayyilenin ufuklarını zorlayan, otorite karşısında sürekli muhalif söylemler aramaya çalışan bir sanat oldu. Eleştirel düşünceyi açık ya da örtük bir şekilde her zaman bünyesinde barındırmış olan tiyatro, insanın kamusal özne olarak yansımalarını da ortaya koymaya çalışan yapısıyla genelde kamusal alana hizmet eden bir araç görevi de gördü (Devran Bengü, Tiyatro Mimarisinde “Kara Kutu” Form ve İstanbul Coğrafyasında Gelişimi, https://yapidergisi.com/tiyatro-mimarisinde-kara-kutu-form-ve-istanbul-cografyasinda-gelisimi/) İşte tiyatro bu manası ile gelişirken bahsettiğimiz kara kutu tiyatrolar ortaya çıkmaya başladı. Kara kutu tiyatroları gösteri ortamında/sanatında/endüstrisinde kısmen yeni bir gelişmeyi imler. Bu tiyatrolar değerlendirilirken deneysel veya esnek tiyatrolar olarak da görülen bu tiyatroların ortaya çıkışı, ana gösteri sahası/ortamı oyun/gösteri için uygun olmadığında farklı, daha küçük rejilere duyulan ihtiyaçtan kaynaklanmıştır. Gösteri işletmeleri işlerini devam ettirebilmeleri için ekonomik olarak kendilerini var edip haliyle faturalarını ödemeleri gereği aşikardır. Ve gelir elde etmenin en etkili yollarından biri, büyük salon kullanılmadığında daha küçük gösterilere ev sahipliği yapmaktır. İşte daha esnek ve küçük ölçekli kara kutu tiyatroda etkinliklere ev sahipliği yapmak için bolca zaman ve imkân sağlamaktadır: “1980 sonrasında küresel anlamda ivmelenen kapitalist sistemin ortaya çıkardığı siyasi atmosferde, tiyatronun değişen formu ve bu alandaki üretimler, ilk olarak İngiltere ölçeğinde, eleştirel düşüncenin bir duruşu olarak ortaya çıkar. Daha sonra Avrupa ülkelerine yayılır. Edinburgh Festivali’nin (Edinburgh Fringe Festival) ilk nüveleri, Thatcher dönemi İngiltere’sinin yanı başında, mevcut sanat ortamında farklı bakış açılarına ait bir duruş olarak, gelişen sokak tiyatroları ile başlar. Bu üretimlerin peşi sıra, kamusal mekân niteliğini koruyabilen sokak atmosferlerinin kıyısında yer alan kafe mekânlarında “kara kutu” (black box) sahne formunun kullanımları yaygınlaşır. Bu mekânlarda sahnelenen oyunlarda önemli niceliksel bir artış gözlemlenir. Bu yeni nesil mekânlardaki sanatsal üretimler, daha sonraki yıllarda, Edinburgh’da her sene tekrarlanan uluslararası bağımsız bir festivalin temellerini oluşturur (URL-01). Çağdaş tiyatro alanındaki bu gelişmeler ışığında İngiltere’de 90’ların başında bir yarışma düzenlenir. Bu yarışma, “kara kutu” (black box) adı verilen küçük salonları mekân olarak dikkate alır ve bu mekânlarda oynanmak üzere yazılacak oyunlar için oyun yazarlarına çağrı yapılır. Bu yarışmaya katılan tüm oyunlarda, güncel hayata dair, kamusal pratiklere yönelik, eleştirel bir dilin öne çıkması söz konusu olur. Bu bağlamda da cinselliğin aşırıya kaçan kullanımı ve yoğun bir şiddet olgusu dikkat çeker. Yazarlar, yaşamın içinde var olan şiddeti ortaya çıkarmaya çalışırken, seyircinin farkındalığını arttırmak için de kabul edilebilir olanın sınırlarını zorlarlar. Oyunlarda ele alınan temalar, insanların atlanamayacak kadar yanı başlarında cereyan eden ama çoğunlukla görmezden gelmeyi yeğledikleri olayları kapsar” (Devran Bengü, Tiyatro Mimarisinde “Kara Kutu” Form ve İstanbul Coğrafyasında Gelişimi, https://yapidergisi.com/tiyatro-mimarisinde-kara-kutu-form-ve-istanbul-cografyasinda-gelisimi/)

 

"Kara kutu" ismi, odanın genellikle, ama her zaman değil, siyaha boyanmasından gelir, bu da herhangi bir yerin görüntüsünü verir. Bu şekilde, bu tiyatroların sınırlı sayıda aksesuarı olduğundan, izleyicilerin gerçekten performansın gerçekleştiği yerde olduklarını hissetmeleri daha kolaydır. Kara kutu tiyatrosu yerel gösteriler için harika bir yerdir ve ayrıca bir tesisin yerel topluluğunun desteğini kazanmasına yardımcı olabilir. Bu alanın anahtarı esnek olmaktır, bu yüzden bazen esnek tiyatrolar olarak bilinirler, böylece birçok farklı etkinlik ve performansın gereksinimlerini karşılayabilirler. Odadaki esneklik, kullanılan performans ekipmanından gelir. Oturma düzeni, sahne ve yükselticiler taşınabilir veya en azından yeniden yapılandırılabilir olmalıdır. Sahne, birçok farklı yapılandırmaya göre kurulabilme özelliğine sahip olmalıdır. Bu gönderinin en üstündeki fotoğrafta görebileceğiniz gibi, sahne, oda küçük olduğundan oturma için yeterli alan bırakacak şekilde özel bir şekildedir.  (https://performance.stageright.com/blog/what-is-a-black-box-theatre/)” “Kara kutu formun yaygınlaştığı 1990’lı yıllar, toplumsal, ekonomik ve siyasal pek çok farklı değişimin ve dönüşümün yaşandığı bir dönemdir. Berlin duvarının yıkılması bu döneme aittir. Bu dönemde ortaya çıkan internet, bilgiye önem veren bir jenerasyonun yeşermesine neden olmuştur. Oluşan bilgi yoğunluğuyla neler yapılabileceği hakkında yeni neslin önünde geniş ufuklar açılmıştır. Artık mesafeler anlamını yitirmeye başlamış ve çok uzak mesafeler kat edilebilir olmuştur. Bu yeni uzam insanlara bir yandan cesur olmayı da söylemektedir. Cesur olmak ve hayalleri gerçekleştirebilmek için yeni bir dünyanın kapıları açılmıştır ve bu dünya çok uluslu bir paylaşımı da beraberinde getirmiştir. Tüm bu gelişmeler çerçevesinde, İstanbul’da da birçok ufak, fakat iddialı, gelişim odaklı yapılara meraklı, kavramlarla hesaplaşan tiyatro gruplarıyla karşılaşmak mümkün hale gelmiştir. “Kumpanya”, “Stüdyo Oyuncuları”, “Beşinci Sokak Tiyatrosu” gibi tiyatrolar bu tarz tiyatro sahnelerinin öncüleridir, (Devran Bengü, Tiyatro Mimarisinde “Kara Kutu” Form ve İstanbul Coğrafyasında Gelişimi, https://yapidergisi.com/tiyatro-mimarisinde-kara-kutu-form-ve-istanbul-cografyasinda-gelisimi/)

Bir tesisin kara kutu tiyatroya sahip olmasıyla elde edebileceği birçok fayda vardır. Her prodüksiyon ana salonda çalışmayacağı için tesisler bu daha küçük, daha benzersiz etkinliklere ev sahipliği yapma fırsatını kaçırmaktadır. Geliri en üst düzeye çıkarmak ve daha fazla toplum desteği kazanmak için tesisinizde kara kutu tiyatro inşa etmeyi düşünün. (https://performance.stageright.com/blog/black-box-theatre-advantages/)  Tiyatroların kapılarını açık tutmaları ve yerel topluluklarının desteğine sahip olmaları gerekir. Giderek daha fazla tesis, bir kara kutu tiyatrosunun ihtiyacını ve sağlayabileceği faydaları gördükçe, bunların daha fazla kullanıldığını göreceksiniz. Bu yeni nesil mekânların, bina ölçeğinde ve mahalli yerel idare ölçeğinde olmak üzere iki farklı ölçekte çeşitli sorunlarla karşı karşıya oldukları gözlemlenmektedir. Bu mekânlar arasında, mimari desteğin yer alamadığı bazı örneklerde, bina ölçeğindeki sorunlar, bu mekân üretimlerinin mevcut yapı stoğundaki atıl mekânlarda gerçekleşiyor olmalarıyla da ilgili olarak, teknik yetersizlikler şeklinde ortaya çıkmaktadır: 1. Aydınlatma sistemlerinde yetersizlik 2. Akustik sorunlar 3. Dış mekân kaynaklı gürültü sorunları 4. Seyirci konforunda yetersizlik 5. Alt yapı ve tesisat sorunları 6. Prova salonu eksikliği 7. Yangın ve güvenlik koşullarının ortaya çıkardığı imkânsızlıklar. (Devran Bengü, Tiyatro Mimarisinde “Kara Kutu” Form ve İstanbul Coğrafyasında Gelişimi, https://yapidergisi.com/tiyatro-mimarisinde-kara-kutu-form-ve-istanbul-cografyasinda-gelisimi/) Tiyatronun bir ortam olarak ne olduğu mana ve mefhumu elbette onun içinde hayat gezdiren insan ve zaman ruhuyla doğrudan alakalıdır. O tiyatroda hayata ve insana verilen anlam anlatı ve hikâyenin ve gösteri mahiyetinin de şekillenmesini sağlayacaktır. Tiyatro tarihi insanın bu halinin şahidi gibidir. Değişemeyen şey ise hayattaki değişmenin ta kendisidir. Her halükârda bu kısa yazıda kara kutu denilen tiyatro salonlarına dair birkaç naçiz kelime ile tiyatroya ilgi duyan ve gittikleri yerde bu salonlarla karşılaşanlar için küçük bir bilgi not hazırlamak istedik. Tarihin içinden gelerek Dionysos Tiyatrosundan bugüne farklı mekân ve ortamlarda hayat ve insanın devranı gibi tiyatro da devranına devam etmektedir. Hayatı bir kara kutuya sığdırmak bir mitolojik efsane kadar efsunlu ve hayat kadar da sıradan ve olağan değil mi?

 

Vesselam

Hak için olsun.