12 Aralık 2024

Kâbe'nin gölgesinde ilmin yuvası: El-Haram Kütüphanesi

Mekke’de Gizli Bir Cevher: El-Haram Kütüphanesi

 

Son umre ziyaretimde Kâbe’nin hemen yanı başında bulunan El-Haram Kütüphanesi’ni ziyaret etme fırsatı buldum. İslam dünyasının kalbinde yer alan bu kütüphane hem konumu hem de atmosferiyle bir ilim ve huzur yuvası. Ancak ne yazık ki bu kıymetli mekân Müslümanlar tarafından pek bilinmiyor ve yeterince ziyaret edilmiyor. Halbuki El-Haram Kütüphanesi İslam’ın ilme verdiği değerin yaşayan bir örneği olarak hem ibadet hem de ilim arayışını bir araya getiren özel bir yer. Oldukça küçük bir kütüphane sayılmasına rağmen gerek konumu ve gerekse “uyuması bile ibadet olan bir mekanda” kitap okuma imkanı verdiği için hakikaten muhteşem bir kütüphane.

 

Kütüphane, nezih ve huzurlu bir ortamıyla dikkat çekiyor. Burada oturup Kur’an-ı Kerim okumak, kitaplara dokunmak, ilmi araştırmalar yapmak mümkün. İçerideki sessizlik ve manevi atmosfer insanı derin bir tefekküre davet ediyor. Ancak beni üzen bir durum kütüphanede sadece bir adet Türkçe kitap bulunması oldu. Endonezyaca, Urduca, Malayca, Farsça vs diğer dillerde çok kitaplar yer alsa da Türkçe sadece tek eser mevcuttu. Oysa Türkiye İslam dünyasında ilim geleneğinin önemli bir temsilcisidir. Bu kütüphanede daha fazla Türkçe eserin yer alması hem Türk okurlar hem de ilim yolcuları için büyük bir kazanım olurdu. Çarşı pazarda esnafın Türkçe fiyat söyleyebilmesi güzeldir, Türklerin esnafla ve alış verişle ne kadar meşgul olduğunu gösterir. Keşke aynı yoğunluk buralarda da olabilse.

 

İslam Tarihinde Kütüphaneler ve İlim Geleneği

 

İslam medeniyeti tarih boyunca kitaba, ilme ve kütüphanelere büyük önem vermiştir. Kur’an-ı Kerim’in ilk emrinin “Oku!” olması İslam’ın ilim ve bilgiye verdiği önemi açıkça ortaya koyar. Bu emri takip eden asırlarda Müslümanlar dünyanın en büyük kütüphanelerini kurmuş ve bilimde çığır açan çalışmalar yapmıştır.

 

1. Beytü'l-Hikme (Bilgelik Evi):

Abbasiler döneminde Bağdat’ta kurulan Beytü'l-Hikme İslam dünyasının en büyük ilim merkezlerinden biriydi. Burada felsefe, tıp, matematik ve astronomi gibi alanlarda çalışmalar yapılmış, yüzlerce eser tercüme edilmiştir.

 

2. Kurtuba Kütüphanesi:

Endülüs’teki Kurtuba Kütüphanesi 400.000’den fazla esere ev sahipliği yapıyordu. Bu kütüphane İslam dünyasının Batı’ya ilmi mirasını aktarmasında önemli bir köprü olmuştur.

 

3. İskenderiye ve Fatımî Kütüphaneleri:

Mısır’da İskenderiye Kütüphanesi’nin devamı niteliğinde olan Fatımî Kütüphanesi binlerce bilimsel eserin toplandığı bir merkezdi.

 

4. Selçuklu ve Osmanlı Kütüphaneleri:

Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde camilere bağlı medrese kütüphaneleri İslam dünyasında ilmin merkezi olmuştur. İstanbul’daki Süleymaniye Kütüphanesi bu geleneğin en güçlü örneklerinden biridir.

 

Bugüne Dair Bir Değerlendirme

El-Haram Kütüphanesi gibi mekanlar geçmişteki bu büyük ilim geleneğini hatırlatan nadide yerlerdir. Ancak Müslümanların kütüphanelere olan ilgisi maalesef zamanla azalmış durumda. Bugün İslam dünyasında ilme ve kitaba olan sevgi yeniden canlandırılmalı. El-Haram Kütüphanesi gibi mekanların sayısı artırılmalı ve Müslüman gençlerin bu tür mekanlara daha fazla yönelmesi sağlanmalıdır.

 

Bu kütüphaneler sadece kitapların toplandığı yerler değil aynı zamanda İslam dünyasının ortak sorunlarının tartışıldığı, çözüm yollarının arandığı platformlar olabilir. Ayrıca, dil çeşitliliği artırılarak farklı milletlerden Müslümanların bu kütüphanelerden faydalanması kolaylaştırılmalıdır.

 

Bir Türkçe Kitap ve İlme Dair Hüzün

 

El-Haram Kütüphanesi’nde sadece bir Türkçe kitap bulunması benim için gerçekten bir hüzün kaynağı oldu. Oysa Türkiye İslam medeniyetine yaptığı katkılarla ilim dünyasında önemli bir yere sahiptir. Bu kütüphanede daha fazla Türkçe eser yer alması hem Türkiye’nin zengin ilim mirasını tanıtmak hem de Türk ziyaretçilerin faydalanmasını sağlamak açısından önemlidir. Bunun gerçekleşmesi için Türkiye’deki ilim ve kültür kurumları El-Haram Kütüphanesi’ne özel bir katkı sağlayabilir.

 

İlmin Mekânları ve Ümmetin Geleceği

 

El-Haram Kütüphanesi İslam’ın ilme verdiği değeri ve ümmetin ortak mirasını temsil eden ve konumu ile öne çıkan özel bir mekân. Bu kütüphane geçmişteki büyük ilim merkezlerini hatırlatmakla kalmıyor; aynı zamanda Müslümanların bilgiye dayalı bir gelecek inşa etmesi için de ilham veriyor.

 

Bugün İslam dünyası ilim ve bilgiye olan sevgisini yeniden canlandırmalı. Bu tür mekanların sayısı artırılmalı, farklı dillerdeki eserlerle zenginleştirilmeli ve genç nesillerin buralarda vakit geçirmesi teşvik edilmelidir. Kâbe’nin gölgesinde bulunan bu nezih mekân ilim ve ibadeti birleştirerek Müslümanlara hem manevi hem de entelektüel bir yolculuk sunuyor. Bu mirası korumak ve geliştirmek ümmetin en büyük sorumluluklarından biridir.