İsrail neden ısrarla topyekûn bir savaş istiyor?
Düşük Yoğunluklu Mücadelenin Uzun Vadeli Maliyeti
Düşük Yoğunluklu Savaşın İsrail'e Yıpratıcı Etkisi
İsrailsavaşın kısa sürede sona ermesi amacıyla büyük bir saldırı başladığındahızla Gazze’yi ele geçirmeyi ve HAMAS’ı dize getirmeyi hedefledi. Savaşın ilk günlerindeki hedefler ve büyük hayaller bugün gelinen nokta itibarıyla açık bir yenilgiyi işaret ediyor. Çünkü Gazze halkının sabrı ve Kassam mücahitlerinin direnişi bu planların hızla suya düşmesine neden oldu. İsrail ilerleyen süreçteki çatışmaları daha çok şehirlere kaydırarak düşük yoğunluklu bir savaşa geçmek zorunda kaldı. Bu durumİsrail için büyük bir açmazdır. Üstelik “düşman Gazze” ele geçirilemediği gibi Batı Şeria’dan Yemen’e ve özellikle Kuzey’de Hizbullah’a karşı yeni yeni cepheler açıldı.
Düşük yoğunluklu savaşlar geniş kapsamlı askeri operasyonlardan ve belirli aralıklarla yapılan saldırılardan oluşur. Bu tür savaşlar orduların sürekli olarak yüksek bir maliyetle karşı karşıya kalması sebep olur. Askeri teçhizatın yıpranması, sürekli asker kayıpları ve lojistik yardımların karşılanması gibi unsurlar İsrail’in uğradığı bedeli önemli ölçüde artırmaktadır. İsrail’in sosyal, psikolojik ve ekonomik olarak bir sınırının olduğu düşünüldüğünde bu savaş uzun vadede her anlamda ülke kaynakları eriten bir sürece dönüşüyor.
İsrail’in Topyekûn Savaş İsteği ve Stratejik Açmazı
İsrailsavaşı hızlı bir şekilde bitirebilmek ve maliyetleri en aza indirmek için topyekûn bir savaşa ihtiyaç duymaktadır. Bu tür bir savaş büyük uzunlukta bir askeri harekât ve tam bir seferberlik anlamına gelir. Ancak dünya kamuoyunun baskısı, asker sıkıntısı, ekonomik sorunlar ve iç politik denge İsrail’in bu adımının atılmasını da engelliyor. Daha önemlisi İsrail’in Lübnan, Hizbullah yahut İran ile yapacağı topyekûn bir savaş sonuçları belirsizdir ve İsrail için kesin bir zafer anlamına asla gelmiyor olsa da mevcut durumdan daha iyi şeklinde değerlendiriliyor. Çünkü İran yahut Hizbullah ile yapılacak topyekun bir savaşta İsrail Batı’nın ve Amerika’nın tam desteğini yanına alacaktır. Bütün stratejileri bunun üzerine kurulu.
İran ise topyekûn bir savaşı tercih etmemektedir. Böyle bir savaşta İran’ın askeri ve sivil kayıpları dehşet artacak, altyapısı tamamen çökecek ve bölgede diğer Müslüman ülkelerden tek kurşunluk dahi olsa destek alamayacak ve tek başlarına Batı ile karşı karşıya kalacaklar. Bu nedenle İran her türlü kışkırtmaya ve önemli kayıplara rağmen büyük kazanımları olan düşük yoğunluklu savaşı tercih ediyor.
İran’ın Düşük Yoğunluklu Savaşta Stratejik Avantajı
İran için düşük sıcaklıktaki savaşuzun süre devam ettirilebilir ve nüfustan coğrafyaya her şey bir avantaja dönüşebilir. Bu strateji, İsrail’in kaynaklarının tükenmesine ve İran’ın dayanıklılığının artmasına olanak tanımaktadır. Şehir savaşlarıHizbullah için daha avantajlıdır çünkü yerel halkın desteği ile savaşmak ve İsrail’in ilerlemesini durdurmak mümkündür. İsrail’in Gazze’de 1 yılda ilerleme kaydedememesibu stratejinin başarıya ulaşma potansiyelini gösteriyor.
İsrail'e Büyük Maliyetler
Gazze’de ve İsrail’in kuzeyinde düşük yoğunluklu savaş devam ediyor. İsrail'e yalnızca askeri kayıplar değilaynı zamanda ekonomik, operasyonel ve sosyal açıdan da büyük boyutlarda yükleniliyor. Her ne kadar İsrail dünya genelinde küresel kirli güçlerin korumasına ve önemli müttefiklere sahip olsa da küresel vicdan devletleri de harekete geçiriyor. İç politikada isesavaşın sürmesi İsrail’in halkının üzerindeki baskıyı artırıyor.
Sonuç olarakİsrail savaşın düşük yoğunluğuna dayanamıyor ve uzun sürecek bir savaşın ağır maliyetleri ile karşı karşıya.Nüfus ve coğrafya olarak daha avantajlı olan direnişçilerin zafer olasılığı çok yüksek. Savaşın bu şekilde gelişmesi İsrail’in ekonomik ve askeri kaynaklarının tükenmeye başlamasıyla direnişçilerin zaten alışkın oldukları direnişi onlara büyük bir zaferi getirecektir. Topyekun savaş bir felakete dönüşebilecekken düşük yoğunluklu savaş direniş için potansiyel bir zaferin anahtarıdır.