İsrail-İran Gerilimi: İmaj Mücadelesi
Son dönemde İsrail ve İran arasında gerilim artmış, Lübnan’da Nasrallah’a yapılan suikastle daha da şiddetlenmiş durumdaydı. Son olarak İsrail, geçtiğimiz gün İran tarafından yapılan füze saldırılarıyla karşı karşıya kaldı. Bu saldırılarda hedeflenen bölge arasında askeri üsler ve havalimanları bulunuyordu. İsrail ilk defa bu kadar ağır bir saldırıya uğradı. Örneğin İsrail kurulduğundan beri Tel Aviv 75 yıldır hiç bombalanmamıştı, bu defa ağır bir saldırıya uğradı ve milyonlarca Yahudi sığınaklara indi. Birden fazla füzekritik öneme sahip askeri bölgeleri vurdu. Ancak İsrail'de gerek İsrail ve gerekse dünya kamuoyunun bu olaylarına ilişkin bilgilendirilmesioldukça kısıtlı ve kontrollü bir şekilde gerçekleşti. Kimse bu üslerde ne kadar kayıp var, bilmiyor.
İsrail’in
İmajı Vuruldu
İsrail
ordusu, saldırıların yerleri ve hasarlar hakkında bilgi paylaşımını hızlı bir
şekilde yasakladı. "Times of Israel" gazetesi bu durumu doğrulayan
bir haber yayımlayarakİsrail'in bu tür olaylara ilişkin görüntü ve kayıp
kayıtlarını paylaşmayı yasakladığını duyurdu. Zaten 1973'ten bu yana İsrail'de
her türlü kayıp ve zararın açıklanması yasal olarak yasaklanmış durumda. Bu
durumİsrail'in uluslararası alanda imajını koruma çabalarının bir parçası
olarak değerlendiriliyor. İsrail, askeri operasyonlarda yaşanan kayıpların halk
tarafından engellenerekdış dünyada güçlü ve dokunulmaz bir ülke algısının devam
etmesini istiyor.
İsrail'in
bu konuda son derece titiz ve hassas davrandığı görülüyor. Kamuoyuna yalnızca
izin verilen bilgiler sunulması bu durumun boyutları ve etkileri hakkında tam
bir resim elde edilmesini engellemektedir. Saldırılar sonucunda kaç
İsrailli'nin hayatını kaybettiği tabi ki manipülasyonlara kurban gitti. Amerika
ve İsrail'in bu bilgileri gizleme ve manipülasyon çabalarısaldırının ciddi
boyutlarda olduğunu düşündürüyor. Çünkü İsrail'in en büyük kaybı yalnızca
askeri değil, "vurulmaz, yıkılmaz" olarak görülen imajının zarar
görmesidir ve her türlü çaba ile bu imajı korumak istiyorlar.
İsrail'de
yaşanan zararların boyutu hakkında ortaya çıkan iddiaların büyük bir kısmı
İsrail ve Amerika tarafından yayılan propagandalar olarak değerlendiriliyor. Bu
tür bilgilerİsrail'in uluslararası alanda güçlü kalma stratejisinin bir parçası
olarak sunuluyor. Ancak saldırının büyüklüğü ve kullanılan silahların göz
önünde bulundurulmasıİsrail'in ciddi zararlara uğradığını ortaya koyuyor.
İran'ın
Kullanılan Silahları ve Saldırının Boyutu
İran'ın
İsrail'e karşı gerçekleştirdiği bu saldırılarda hipersonik hızda seyreden
Fettah füzeleri kullanıldı. Bu füzeler, saniyeler içerisinde 13-15 mach hıza
ulaşabiliyor. Karşılığında dünyanın en gelişmiş savaş uçaklarından olan F-22 ve
F-35 maksimum 2 mach hıza ulaşabiliyor. Fettah füzelerinin bu olağanüstü hız
kapasitesiİsrail'in hava savunma sistemlerini ve erken uyarı mekanizmalarını
aşma potansiyeline sahip. Eğer İran yeterli sayıda bu füzelerden elinde
bulunduruyorsaİsrail hava saldırılarına karşı ciddi bir savunma zafiyeti
yaşayabilir. İran, İsrail'e karşı ilk kez füzeleri kullanmış ve bu silahlara
gerektiğinde nükleer başlık da ekleyebilirsiniz.
İran
Silahlı Kuvvetler Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Bagheri'nin yaptığı
açıklamadasaldırının İsrail'in üç önemli hava üssünü hedef aldığı belirtildi.
Bu üsler arasında Mossad'ın kullandığı bir üs, Navatim hava üssü ve Nasrallah
suikastında kullanılan başka bir hava üssü bulunuyordu. Bagheriİran'ın bu
saldırılarında İsrail'in altyapılarına doğrudan zarar verilmediğiniancak
İsrail'in saldırılarına devam edilmesi halinde hayati altyapıların hedef
alınabileceğini belirtti. Bu mesaj, İran'ın İsrail'e yönelik askeri hamlelerini
olası bir çatışmanın boyutlarının daha da büyüyebileceğini gösteriyor.
Ne
olacak?
İsrail
ve İran arasındaki gerilim iki taraflı derin stratejilerin şekillendirdiği bir
sürece evrilmiş durumda. İsrail'in askeri kayıplarını ve zararlarını gizleyerek
imajını koruma çabalarıuluslararası arenada güçlü kalma stratejisinin bir
parçası olarak görülüyor. Buna karşılıkİran'ın hipersonik füzeleri gibi
gelişmiş silah teknolojilerinin sahibi olması bölgesel güç aralığının
genişleyeceği hakikatini öne çıkarıyor. İki ülke arasındaki çatışmaların
geleceğikritik eşiklerden geçiyor, önümüzdeki günlerin daha da sıcak geçeceği
aşikar.
**
NOTLAR
1. "Acımadı ki" ile
"Acıtmamış ki" söylemleri kardeştir.
2. 10 yaşındaki Filistinli kız
çocuğu Rasha, Gazze Şeridi'ndeki evlerini hedef alan bir İsrail hava
saldırısında şehit olmadan önce vasiyetini bıraktı. Rasha, kıyafetlerinin
ihtiyaç sahiplerine dağıtılmasını ve eşyalarının kuzenleri arasında
paylaşılmasını vasiyet ediyor.
3. Eski İsrail subayı: "Roket
saldırılarına artık tahammülümüz kalmadı, İsrail felç oldu ve 9 milyon
İsrailliden 8 milyonu barınaklara gitti!"
4. İsrailordusunun yahudilere
yönelik yayınladığı mesaj: “Düşüşler ve patlamalar hakkında görüntüler mi
paylaşıyorsunuz? Düşmana yardım ediyorsunuz! Sorumluluk bizde, düşüş
noktalarını paylaşmayın!”
5. İsrail, askeri üslerinde ölen
askerlerinin kimlik bilgilerini bizimle paylaşacak değil tabi ki.
6. Bu mesaj her şeyi özetliyor;
"Bu durumun ne kadar tarihi olduğunu açıklığa kavuşturmak için söylüyorum.
Siyonizm ile savaşımızın tarihinde Tel Aviv'e böyle bir saldırı hiç olmadı.
Asla. 75 yıldır böyle bir şey hiç olmadı! Bunu izlerken ne kadar çok duygu
yaşadığımı bilemezsiniz. Bu, hayatımda gördüğüm en iyi şeylerden biri. Hayatım
boyunca bu cezayı bekledim."
7. İsrail’e yönelik füze
saldırılarında İsrail'in zarar görmediğine dair bütün bilgi ve iddialar tamamen
İsrail propagandasıdır. İsrail ve Amerika'nın bunu yapmaktaki amacı belli, açık
bir şekilde kuyruğu dik tutmak ve dokunulmaz olmak zorundalar ve bu savaşın
psikolojisi açısından anlaşılır ama Müslümanların bu propagandaya alet
olmasının nedenini anlamak güç.