İsrail, Batı için artık sürdürülemez bir projedir
İsrail-Gazze savaşı yalnızca bölgesel bir çatışma olarak değil, İsrail'in caydırıcılık kapasitesi ve sürdürülebilirliği açısından büyük bir test haline geldi. Bir yılı aşkın süredir devam eden bu savaş İsrail'in askeri güç sınırlarını ortaya koyarken Filistin direnişi ise güç kazanmaya devam ediyor. İsrail'in önceki savaşlarındaki hızlı zaferlerine karşılık bu savaş İsrail'in geçmişteki başarılarını gölgede bırakan ve İsrail’i varoluşsal krize sürükleyen bir süreç olmuştur.
Gazze'de
Başarısız Olan İsrail Stratejisi
İsrail'in
modern tarihteki askeri zaferlerinin tamamı hızlı ve kısa süren savaşlardır. Özellikle
1948’deki savaş ve 1967'deki Altı Gün Savaşı İsrail'in kısa sürede elde ettiği
büyük zaferler arasında sayılmaktadır. Ancak bu sefer durum farklı. İsrail son
30-40 yıldır sürekli devlet dışı aktörlerle savaştığı için hiçbirini kesin bir
zafer ile bitiremedi. Bugün de Gazze, İsrail'in muazzam askeri gücüne karşı
direnmeye devam ediyor. İsrail’in bu süreçte denediği bütün stratejiler
başarısız oldu. İsrail'in hava saldırıları, kara operasyonları, denizden abluka
ve bütün işgal girişimleri Gazze'de başarısız oldu. Filistin direnişi İsrail'in
çok gerisinde olan askeri ve teknolojik gücüne rağmen gerilla taktikleri ve halkın
desteği sayesinde İsrail ordusuna karşı büyük bir mücadele sergilemektedir.
İsrail'in katliamları, ağır saldırı ve suikastları bekledikleri sonuçları
getirmiyor. Filistinliler adeta öldükçe çoğalarak dönüyor.
Gazze'deki
bu başarısızlık İsrail'in askeri caydırıcılığına yönelik büyük bir darbe vurdu.
İsrail'in bölgesel güvenlik stratejisi hızlı ve etkili askeri operasyonlarla
düşmanlarını kısa sürede alt etmek üzerine kuruludur. Ancak Gazze'deki durum bu
stratejiyi yerle bir etti.
İsrail'in
Kısıtlı Hareket Alanı
Filistin
direnişi İsrail'in tüm askeri gücüne rağmen hala ayakta ve Gazze'deki halk
desteğiyle varlığını sürdürüyor. İsrail, Gazze'de direnişe karşı askeri manada büyük
başarılar elde edemedi. Hiçbir savaşı kadınları ve çocukları katlederek
kazanamazsınız. Bu durum İsrail'in savaş yeteneğinin sorgulanmasına yol açıyor.
Filistinliler
için Gazze sadece bir şehir değil aynı zamanda direnişin simgesidir. Her ne
kadar Gazze uluslararası arenada sıkışmış ve şimdi darmadağınık edilmiş bir şehir
olarak görülse de direnişin sembolü haline gelmiştir. Şehir direniyor ve İsrail
1 yıldan fazla süredir bu küçük şehri kontrol altına alamadı. Gazze diye
yazılıyor ama direniş diye, mücadele diye, onur diye okunuyor. Bizim okumaktan,
takip etmekten yorulduğumuz soykırımları onlar her şeyleri ile yaşıyor
olmalarına rağmen direniyorlar.
İsrail'in
askeri operasyonlarının sonucunda ortaya çıkan yıkım Filistin halkının
üzerindeki etkiyi artırıyor ve direnişi daha da güçlendiriyor. İsrail’in
yıkımları direnişi panikletmiyor. İsrail'in üstün teknolojiye dayalı askeri
gücü Gazze sokaklarının direnişi karşısında çaresiz kalıyor. Filistin bu direnişe
daha uzun yıllar devam edebilir ama İsrail'in bu savaşı ne kadar uzatırsa
uzatsın kazanamayacağını artık bütün dünya görüyor. İsrail, savaşı bitirme
gücünden ve zafere ulaşmaktan aciz bir noktada artık.
İsrail'in
Amerikan Yardımlarına Bağımlılığı ve Sürdürülebilirlik Sorunu
İsrail,
geleneksel olarak ABD'nin güçlü müttefiklerinden biri olmuştur. ABD de İsrail'in
başta askeri yardımlar ve ekonomik destek
olarak her anlamda yanındadır. İki güç birbirini kullanıyor, ikisinin de farklı
gerekçeleri var. Ancak İsrail'in ABD'ye olan bağımlılığı özellikle Gazze savaşıyla birlikte daha belirgin hale geldi.
İsrail, savaşta beklenen zaferi elde edemediği için ABD'nin askeri ve ekonomik
desteğine daha fazla ihtiyaç duyuyor.
ABD'nin
İsrail'e yaptığı askeri yardımlar, her yıl milyarlarca dolar olarak Amerikan vatandaşlarının
vergileriyle finanse edilmektedir. Ancak bu yardımların sürdürülebilirliği bugün
Amerika’da da tartışılmaktadır. ABD kamuoyunda İsrail'e yapılan yardımların
sorgulanması ve Filistin meselesine yönelik daha eleştirel yaklaşımlar hızla artıyor.
Özellikle genç nesiller arasında İsrail'e olan destek azalmaktadır ve bu
durumda gelecekte ABD-İsrail'in kirli ittifakı için olumsuz etkileri olacaktır.
İsrail'in ABD'ye olan bağımlılığı İsrail’i çok kısa bir süre sonra çok ciddi
bir açmaza sürükleyecektir.
İsrail'in
İç Krizi: Toplumsal ve Ekonomik Sarsıntılar
İsrail'in
savaş stratejisindeki başarısızlıkları sadece askeri cephede değil, iç
siyasette ve ekonomide ciddi krizlere yol açıyor. İsrail'de yaşanan çatışmalar,
İsrail şehirlerini vuran roketler, savaşın ekonomisi ve psikolojisi nedeniyle
yaklaşık 800.000 İsrailli ülkeyi terk etmiştir. Bu durum İsrail'in geleceği
açısından ciddi bir tehdittir. İsrail’in
mevcut durumu Yahudi toplumu içindeki derin sosyal bölünmeleri, artan tersine
göçü ve siyasi-ekonomik istikrarsızlıkları daha da derinleştirmektedir.
İsrail'in
ekonomisi savaşın yarattığı yıkım ve artan askeri harcamalar nedeniyle zor
günler geçiriyor. İlerleyen süreçte Yahudiler bunu daha çok hissedecek. İsrail
ordusu Gazze'de bir yıl süren savaşa rağmen bir sonuç elde edememiş ve bu durum
ekonomiyi olumsuz yönde etkilemiştir. Dalgalar halinde yayılan iflaslar İsrail
ekonomisinin kırılganlığını ortaya koyuyor. Ekonomik daralma toplumun genel
moralini olumsuz yönde etkilemekte ve daha fazla dış göç oluşumlarına zemin
hazırlamaktadır.
Lübnan
Cephesi ve İsrail'in Çok Cepheli Savaşı
İsrail’in
Gazze cephesinde olduğu gibi Lübnan'da da benzer sorunlarla karşı karşıya kalma
riski var. Lübnan'daki Hizbullah, İsrail'e karşı güçlü bir direniş hareketi
olarak kendini konumlandırdı. İsrail'in Gazze'de yaşadığı askeri açmaz, Lübnan
cephesinde çok daha keskin bir şekilde yansıyacaktır. Bu durum İsrail için çok cepheli
bir yenilgiye dönüşebilir. İsrail ordusunun hem Gazze hem de Lübnan'da aynı
anda etkili bir mücadele yürütmesi imkansız.
Lübnan cephesi, İsrail'in caydırıcılık stratejisini daha da zorlayacak
bir faktördür. Çünkü Hizbullah'ın İsrail sınırındaki varlığı ve güçlü
silahlanması İsrail için büyük bir tehdittir. Biz yakın süreçte İsrail içlerine
yönelik Hizbullah operasyonlarını görebiliriz.
İsrail
Sürdürülemez Bir Projedir
İsrail-Gazze
savaşı, İsrail'in caydırıcılığını bitirmiş ve İsrail'in uzun süreli
sürdürülebilir bir devlet yapısı olup olmadığının sorgulanmasına neden
olmuştur. Bu, İsrail iç kamuoyunda da çokça tartışılmaktadır. İsrail'in askeri
gücü ve stratejisi Gazze gibi küçük bir bölgede bile zafer elde edememektedir. Filistin
direnişi ise İsrail'e karşı güçlü bir direniş hareketi olarak varlığını
sürdürüyor ve İsrail'in savaş stratejisini yerle bir ediyor.
İsrail'in
ABD'ye olan bağımlılığı askeri ve ekonomik sürdürülebilirlik açısından büyük
bir sorun teşkil etmektedir. ABD'nin yardımı olmasa İsrail'in bu savaşları
finanse etmesi ve askeri operasyonların sürdürülmesi mümkün olmayacak. Ancak
ABD kamuoyunda İsrail'e yönelik destek ve Filistin meselesine yönelik
eleştirilerin artmasıyla birlikte İsrail'in işi daha da zorlaşacak. İsrail'in iç krizleri, özellikle toplumsal ve
ekonomik anlamda derinleşmektedir. Yahudi toplumunun parçalanması, dünyada
Yahudiler için en tehlikeli ülkenin İsrail haline gelmesi, artan göç ve
ekonomik zorluklar İsrail'in tehdit eden unsurlar arasında yer alıyor. İsrail, artık sürdürülebilir bir proje
olmaktan çıkmıştır ve artık ömrünün son demlerini yaşamaktadır.