Elhamdulillah: Gazze'nin yalnız kazandığı zafer
Gazze, tarihin belki de en adaletsiz savaşını tek başına kazandı. Bu cümle bir hakikati ifade etmekle birlikte, derin bir sitemin de yükünü taşıyor. Bir yanda dünyanın en güçlü ordularından biri; modern teknolojiye, devasa bir silah endüstrisine ve uluslararası desteğe sahip bir devlet: İsrail. Diğer yanda ise abluka altında, en temel insani haklardan dahi mahrum bırakılmış, her yönden kuşatılmış bir halk: Gazze. Bu dengesizlik karşısında kazanan tarafın Gazze olması, sadece askeri bir mucize değil aynı zamanda ahlaki bir ders, insanın direnci ve inancın zaferidir.
Bir Zaferin Hikayesi
Gazze, bu
savaşta tam anlamıyla yalnızdı. Bombalar yağarken, çocuklar enkaz altında can
verirken dünyanın sessizliği sürekli bir yankı gibi Gazze sokaklarında dolaştı.
Liderler suskun, uluslararası kurumlar etkisiz ve kamuoyu dağılmıştı. Buna
rağmen Gazze halkı tarihin gördüğü en büyük direniş destanını yazdı. İsrail’in
bütün askeri gücü, sınırsız finansal kaynakları ve uluslararası koruma
şemsiyesi Gazze’yi dize getiremedi. Ne kadar sıkıştırsa sıkıştırsınlar, ne
kadar zulmederlerse etsinler Gazze boyun eğmedi.
Gazze tamamen
işgal edilmek istendi. Edemediler. Gazze, Yahudi yerleşimcilere açılmak
istendi. Yapamadılar. Gazze’de direnişin kökü kazınmak istendi. Tam aksine, her
bir fert bir direniş neferi oldu. Gazze’yi susmaya zorladılar. Gazze haykırdı.
Bu zafer,
sadece bir toprak parçasının korunmasından ibaret değildir. Bu zafer, adaletin,
insanlık onurunun ve haklının zaferidir. Zulme karşı direnişin mücadeleyle
değil, imkansız denileni gerçekleştirerek kazanılabileceğini göstermektedir.
Dış Dünyanın Sessizliği
Gazze’nin bu
savaşta yalnız kalışı aslında dünyanın vicdanına çekilmiş bir çiziktir. Adalet
nutukları atan liderler, hak savunuculuğuyla övünen uluslararası kurumlar
savaşı izlemekle yetindi. Gazze’nin çığlıkları duvarlara çarptı ve yankısı yine
Gazze sokaklarına döndü. Bir çocuğun kanı akarken, bir annenin feryadı göklere
yükseldiğinde, dünyanın gözleri kör, kulakları sağır oldu. Bu suskunluk
Gazze’nin zaferini daha anlamlı kıldı. Çünkü bu zafer yalnızlığına rağmen boyun
eğmeyen bir halkın hikayesidir.
Ancak bu
sessizlik unutulmayacak. Gazze’nin yaraları sarılırken, dünyanın bu suskunluğu
da tarihin kara sayfalarına kaydedilecek. Bugün Gazze kazandı, ama
insanlık bu savaşta kaybetti.
Askeri Dengesizlik ve Stratejik Dersler
Bir savaşı
anlamak için rakamlara bakılır. İsrail, son teknolojik silahlarla donanımlı bir
orduya sahip. Hava kuvvetlerinden nükleer caydırıcılığa, sınırsız bir finansal
desteğe kadar her şeyi var. Gazze ise abluka altında, en temel insani
kaynaklardan dahi yoksun bırakılmış bir halkı barındırıyor. Bir tarafın elinde
modern füzeler, tanklar ve dronlar varken, diğer tarafın cephaneliği iman,
cesaret ve kararlılıktı.
Bu savaşta
İsrail şok ve dehşet stratejisiyle Gazze’yi dize getirmeyi planladı. Ama
unuttukları bir şey vardı: Direniş, teknolojik güçle değil, haklılıkla
kazanılır. Yeraltı tünelleri, el yapımı füzeler ve gerilla taktikleriyle çıkan
Gazze İsrail’in devasa ordusunu yavaşlatmayı ve durdurmayı başardı. Bu
stratejik zafer askeri literatüre altın harflerle yazılacak bir ders
niteliğindedir.
Bundan Sonra Ne Olacak?
Gazze, zafer
kazandı ama mücadele bitmedi. İsrail, yenilgiye rağmen Gazze’yi izole etmeye ve
abluka politikasını sürdürmeye çalışacaktır. Yeniden inşa süreci uluslararası
yardımlarla mümkün olsa da bu yardımların gerçekten Gazze halkına ulaşması için
daha fazla diplomatik baskı gereklidir.
Ancak bu
savaş, İsrail için de çok daha zor bir geleceğin kapısını araladı. Çünkü bu
savaşta sadece Gazze kazanmadı; insanlık uykusundan uyanmaya başladı. Artık
dünyanın sessiz kalması daha zor olacak. Gazze tüm mazlum halklar için bir
umut, zalimlere karşı ise bir korku sembolü haline geldi.
Gazze’nin zaferi,
sadece bir halkın davası değil, insanlığın onuru için verilen bir mücadeledir.
Bu zafer, kaybedilen çocukların, yıkılan evlerin ve akıtılan kanın
unutulmayacak bir mirasıdır.
Elhamdulillah
Şehitlerin
kanıyla sulanan ve zaferle taçlanan bu kutlu direnişe selam olsun. Gazze’nin
büyüyen onuruna selam olsun. Hakikatin peşinde olan tüm insanlığa selam olsun.