vakıf aktılım sol 1
vakıf katılım sağ

26 Eylül 2025

​Clean Break Raporu ve İsrail'in Çöküşü

İsrail’in bugün Gazze’de uyguladığı vahşi stratejilerin arka planında yıllar öncesine uzanan karanlık bir belge var: “A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm” (1996). Institute for Advanced Strategic and Political Studies (IASPS) tarafından Benjamin Netanyahu’ya sunulan bu rapor ABD Savunma Bakanlığı ve Pentagon’un karanlık dehlizlerinde dolaşmış Richard Perle’nin liderliğinde hazırlandı. Perle’nin lakabı zaten her şeyi anlatıyor: “Karanlıklar Prensi.”

Bu rapor, Oslo Barış Anlaşması’nın imzalanmasından yalnızca üç yıl sonra kaleme alındı. 1993’te Rabin ile Arafat’ın tokalaşarak başlattığı “toprak karşılığı barış” süreci Siyonist çevreler için “tehlikeli bir fantezi”ydi. “Clean Break”, işte bu “barış illüzyonunu” parçalamak için yazıldı. Belge, İsrail’e Oslo’dan kopmayı, komşularını istikrarsızlaştırmayı, ABD ile ilişkileri “yardım bağımlılığından” çıkarıp güç temelli ittifaka dönüştürmeyi öneriyordu. Kısacası, İsrail’e “barışla değil güçle yol al” diyordu.

Bugün Netanyahu’nun politikalarının bu raporun satır satır izini taşıması şaşırtıcı değil. Suriye’ye saldırı, Lübnan’da Hizbullah’ı hedef alma, Filistin Yönetimi’ni itibarsızlaştırma, hatta Ürdün ve Türkiye ile bölgesel denklem kurma çağrıları… Hepsi “Clean Break”in sayfalarına kazınmıştı. Rapor, İsrail için yalnızca bir strateji değil, aynı zamanda bir kimlik inşası öneriyordu: “Güç yoluyla barış.”

Ancak tarihin cilvesi burada devreye giriyor. Bu rapor, İsrail’in bölgeyi şekillendirecek mutlak güç olduğu varsayımıyla kaleme alınmıştı. Oysa 7 Ekim 2023’te başlayan Aksa Tufanı tam da bu kibri paramparça etti. İsrail’in Filistin’i siyasi sahneden silme rüyası Gazze’nin yerle bir edilmiş sokaklarından yükselen direnişle ters yüz oldu.

Bugün İsrail belki de kuruluşundan bu yana ilk kez gerçek bir beka krizi yaşıyor. 1948’den bu yana toprakla barışamayan, kök salamayan, ithal koloniler üzerine bina edilmiş bu yapay devlet, giderek bir “ucube”ye dönüşüyor. Küresel güçlerin sonsuz desteğine rağmen, 20 bini çocuk olmak üzere on binlerce sivili katletmesine rağmen İsrail artık kazanamıyor. Çünkü soykırım onu güçlü kılmak yerine, içeriden ve dışarıdan tüketiyor.

Clean Break’in yazarları İsrail’in geleceğini “parlak ve güçlü” bir bölgesel liderlik üzerine kurgulamışlardı. Fakat geldiğimiz noktada, İsrail’in kaderi bambaşka bir yöne savruluyor. Güç zehirlenmesinin ve Siyonist kibrin açtığı bu yol, İsrail’i hızla uçuruma sürüklüyor.

Bugün sorulması gereken soru şu: Clean Break raporunun satır aralarında hayalini kurdukları “bölgeye hâkim İsrail” mi gerçek oldu, yoksa tarih, İsrail’in mezar taşını mı yazıyor?

 

Kaynak: Institute for Advanced Strategic and Political Studies (IASPS), “A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm”, 1996.