202411 - Vakıf Katılım - Finansal Çözümler (160x600 Sol)
202411 - Vakıf Katılım - Finansal Çözümler (160x600 Sağ)

03 Kasım 2024

​Batı'nın Stratejik Planlarının Çöküşü: Gazze Direnişi Enerji ve Ticaret Yollarını Nasıl Bozdu?

 

Güney Kıbrıs Rum Kesimi Batı'nın Doğu Akdeniz'e yönelik stratejik vizyonunda yıllardır önemli rol oynuyor. Batılı güçler için ileri bir operasyon üssü olarak konumlandırılan Güney Kıbrıs Rum Kesimi; askeri varlık, enerji koridorları ve ticaret rotalarını içeren Batı’nın uzun vadeli planlarına entegre edilmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa Birliği, Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ni özellikle İsrail'in bölgedeki jeopolitik hedeflerini desteklemede önemli bir ön adım noktası olarak görmektedir.

 

Ancak Gazze'de devam eden çatışma bu planları temelden bozdu. Gazze'deki direniş bütün hesaplar gibi Güney Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden yapılan hesapları da çöpe attı. Direniş, büyük stratejik girişimlerin uygulanabilirliği konusunda şüphe uyandırdı. Batı'nın Kıbrıs'ı bölgesel enerji ve ticaretin temel taşı haline getirme hırsı Gazze'deki direnişle geçersiz kılındı.

 

Güney Kıbrıs: Batı çıkarları için bir askeri üs

 

Orta Doğu'daki gerginliğin tırmanmasıyla birlikte Güney Kıbrıs Batılı güçler, özellikle ABD ve İsrail için giderek daha fazla askeri karakol olarak kullanılıyor. Tarihsel olarak Güney Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki İngiliz üsleri bölgesel krizlerde kilit rol oynamış, Orta Doğu'daki askeri müdahaleler sırasında lojistik ve operasyonel destek sağlamıştır. Ancak son zamanlarda ABD özellikle İran'ı da içeren daha geniş bir bölgesel savaş korkusuyla Kıbrıs'ı daha aktif bir askeri merkeze dönüştürmeye başladı.

 

Askeri strateji yalnızca İngiliz üsleriyle sınırlı değildi. Güney Kıbrıs Rum Kesiminin kendi hava ve deniz üsleri Hizbullah ve İran gibi bölgesel düşmanlara karşı koyma yönündeki daha geniş bir çabanın parçası olarak İsrail'in savunma stratejisine entegre edildi. Kıbrıs'ın İsrail'e yakınlığı daha geniş bir çatışma durumunda askeri varlıkların hızla konuşlandırılması için ideal bir konum haline getirdi.

 

Enerji ve Ticaret: Gazze-Kıbrıs Bağlantısı

 

Batı'nın Kıbrıs'ı ilgilendiren planlarının belki de en iddialı yönü İsrail'i Avrupa'ya bağlayacak gelecekteki bir enerji ve ticaret koridoruna entegre edilmesidir. Avrupa Birliği'nin beş yıllık stratejik gündemi Yunanistan, Kıbrıs ve İsrail'i birbirine bağlayan 1.208 kilometrelik bir deniz altı kablosunun geliştirilmesini içeriyordu. 2,5 milyar avroya mal olması tahmin edilen bu proje İsrail'in doğal gaz sahalarından üretilen elektriğin Avrupa pazarlarına ihraç edilmesini sağlayacaktı. AB, bu çabanın önemli bir bölümünü finanse etmeyi planladı ve bunu Avrupa'nın Rus enerjisine olan bağımlılığını azaltmanın bir yolu olarak gördü.

 

Ayrıca İsrail ile Arap ülkeleri arasında barışı teşvik etmeyi amaçlayan ABD'nin sözde "Mega Planı", Kıbrıs'ı yeni bir enerji ve ticaret koridorunun ilk durağı olarak konumlandırdı. Bu vizyon Arap petrol ve gazını İsrail üzerinden Avrupa'ya taşıyacak boru hatlarının inşasını içeriyordu ve bu da İsrail'in bölgesel bir enerji merkezi olarak rolünü daha da sağlamlaştırıyordu. İsrail'e en yakın AB toprağı olan Güney Kıbrıs Rum Kesimi bu girişimde kritik bir rol oynayacaktı.

 

Gazze Çatışması: Oyunun Kurallarını Değiştiren Bir Olay

 

Ancak bu büyük stratejik vizyonlar devam eden Gazze direnişinin dayanıklılığını ve etkisini hesaba katmamıştı. İsrail, Gazze'ye yönelik askeri harekâtlarını artırdıkça yalnızca Filistinli grupların önemli direnişiyle karşılaşmakla kalmadı aynı zamanda Batı planlarını bozmaya başlayan daha geniş bir bölgesel istikrarsızlığı da tetikledi. Üç aşamalı "Mega Plan"ın İsrail ile Arap dünyası arasındaki ilişkileri normalleştirmesi, Arap devletleri için güvenliği garanti altına alması ve bölgeyi Avrupa'ya bağlayan enerji altyapısının inşasını kolaylaştırması gerekiyordu. Tüm bu girişimler artık Gazze direnişi nedeniyle rayından çıktı.

 

İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun Gazze'yi İsrail'in gelecekteki ekonomik vizyonuna entegre etmeyi amaçlayan "2035 Gazze Planı" artık geçerliliğini yitirdi. Gazze'deki yoğun çatışmalar bölgenin istikrarsızlığının her geçen gün daha da derinleşmesiyle bu planları geçersiz kıldı. Gazze'yi Doğu-Batı ticareti ve enerji rotaları için önemli bir düğüm noktasına dönüştürme fikri artık uygulanabilir değil. Gazze, resmen bu planı çöpe attı.

 

Daha Geniş Jeopolitik Sonuç: Bunun Batı İçin Anlamı Nedir?

 

Bu planların başarısızlığı Batı'nın Doğu Akdeniz'deki jeopolitik hırsları için çok kapsamlı sonuçlar doğurdu. AB ve ABD, İsrail'den Kıbrıs'a Avrupa'ya uzanan bir enerji koridoru fikrine büyük yatırımlar yaptı. Boru hattı ve elektrik projeleri yalnızca ekonomik girişimler değildi; Avrupa'nın Rus enerjisine olan bağımlılığını azaltmayı ve kaynaklarını çeşitlendirmeyi amaçlayan stratejik araçlardı. Ancak Gazze direnişi bu vizyonu kısa ve orta vadede ulaşılamaz bir hedefe dönüştürdü.

 

Dahası Batı'nın İsrail'i desteklemek için askeri üs olarak Güney Kıbrıs'a olan güveni de incelemeye alındı. Gazze'deki devam eden direniş askeri lojistiği karmaşıklaştırdı ve Batı'yı bölgeye yaklaşımını yeniden gözden geçirmeye zorladı. Artan çatışma Kıbrıs'ın askeri operasyonlar için bir fırlatma rampası olarak kullanılmasını daha riskli ve politik olarak daha az kabul edilebilir hale getirdi, özellikle de İsrail'in Gazze'deki eylemlerine yönelik artan uluslararası eleştiriler ışığında.

 

Güney Kıbrıs ve Avrupa Birliği'nin Rolü

 

Avrupa Birliği'nin 2024-29 stratejik gündemi deniz sınırlarını güvence altına almaya ve Doğu Akdeniz'den bir enerji koridoru oluşturmaya yoğun bir şekilde odaklanmıştı, şimdi risk altında. Kıbrıs'ın bu gündemde kilit bir oyuncu olması gerekiyordu ancak Gazze çatışması bölgedeki dengeleri o kadar bozdu ki bu planların tamamen yeniden düşünülmesi gerekiyor. Telaşlarının nedeni bu. İsrail’e verdikleri desteğin asıl nedeni bu ve İran ile temeldeki dertleri bu.

 

Güney Kıbrıs'ın Baf kentinde düzenlenen dokuz Akdeniz ülkesinin (MED-9) son zirvesi bile AB'nin stratejik hedefleri ile Orta Doğu'nun sert gerçekleri arasındaki büyüyen uçurumu vurguladı. Bu ülkeler Kıbrıs'ın Türkiye ile yaşadığı toprak anlaşmazlıklarına desteklerini yinelerken Gazze direnişi zirveyi gölgeledi. Batılı güçlerin bölgeyi istikrara kavuşturamaması uzun vadeli stratejik girişimlerinin uygulanabilirliği konusunda ciddi şüpheler doğurdu.

 

Sonuç: Stratejik Bir Rüyanın Sonu Mu?

 

Gazze'de devam eden direniş Orta Doğu'daki zaten istikrarsız olan durumu daha da karmaşık hale getirmekten fazlasını yaptı; Batı'nın Güney Kıbrıs'ı askeri ve ekonomik bir merkez olarak görme planlarını temelden bozdu. Gazze'deki direniş yalnızca İsrail askeri gücüne meydan okumakla kalmadı aynı zamanda enerji, ticaret ve bölgesel ittifakları içeren uzun vadeli stratejik girişimleri de paçavraya dönüştürdü.

 

Batı, Güney Kıbrıs'ı İsrail'i Avrupa'ya bağlayan geniş bir enerji ve ticaret rotaları ağında kritik bir bağlantı haline getirmeyi umarken Gazze'deki çatışma bu planları uygulanamaz hale getirdi. Güney Kıbrıs'ın İsrail enerjisi ve Arap ticareti için bir geçit görevi gördüğü bir gelecek vizyonu artık harabe halinde. Batılıların beklentileri Gazze'deki kalıcı direniş tarafından paramparça edilmiş durumda. Batı'nın Kıbrıs'ı bölgedeki askeri ve ekonomik hakimiyeti için ileri karakol olarak kullanma hırsı Gazze direnişçilerinin eli ile geçersiz kılındı. Gazze'deki direniş devam ettiği sürece hevesleri kursaklarında kalacak gibi de görünüyor.