PKK/PYD ya silah bırakacak ya da silahlarıyla gömülecek!

Askeri stratejist İbrahim Keleş 'YPG/PKK Suriye'de işgal ettiği yerleri adeta atom bombası atılmış hale getirdi. İnsanların evlerine arazilerine çöktü. Oradaki insanların çocukları, aileleri üzerinde müthiş bir baskı yaptı. Yaşanılabilir alanların hepsini berbat etti.  Suriye'nin Rakka, Deyrizor, Kamışlı bölgelerinde çıkan petrole el koydu. Bu petrolü satarak kendi terör emelleri için kullandı.'' diye konuştu.

Askeri stratejist İbrahim Keleş ile Suriye’deki son durumu, Türkiye’nin yol haritasını, YPG/PKK terör örgütünün imha planını ve bölgedeki muhtemel gelişmeleri Askeri stratejist İbrahim Keleş konuştuk.

Suriye’deki son durum nedir?

Suriye’nin Esad Rejiminin kurtulmasının üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçti. Beklenmedik bir şekilde çok hızlı gerçekleşen bu adımdan sonra geride bir enkaz devralındığını söylememiz lazım. Özellikle Esad rejiminin 61 yıllık tarihçesine baktığımız zaman Suriye’nin gerçekten de çok ihmal edildiği, düzgün bir devlet dahi kurulamadığına şahit olduk. Yeni yönetim işbaşına geçti. Ancak orada yapacak çok fazla iş var.

Acil yapılması gerekenleri sıralamanızı istesek neler söylersiniz?

1.     Öncelik ülke içerisinde işgal altında tutulan toprakların kurtarılması ve toprak bütünlüğünün sağlanmasıdır.

2.     2. Ekonomi. Maalesef Suriye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin büyük kısmına PKK PYD terör örgütü el koymuş. Petrolü, doğalgazı ve elektrik üreten santralleri bu terör örgütünün kontrolü altında. O nedenle ekonomik olarak ayağa kalkabilmek için bu imkanların, zenginliklerin tekrar Suriye Halkının hizmetine devredilmesi gerekiyor.

3.     Bir ordusu yok. Silahlı muhalif gruplar var ve adım adım devlet çatısı oluşturulmaya başlandı. Silahlı grupların büyük kısmı Suriye Millî Savunma Bakanlığı kontrolüne alındı. Ancak özellikle PKK PYD bu konuda ayak sürüyor. O nedenle onların da silahlarını bırakması gerekiyor. Devlet içerisinde silah bulundurma ve taşıma yetkisi sadece devlet yetkililerinde olmalı. Ama şu an bu henüz gerçekleşmiş değil.

4.     Yurtdışında olan 12 milyona yakın Suriyeli var. Bunlar, şartlar olgunlaştığı takdirde Suriye’ye geri dönmek istiyorlar. Ancak orada güvenliğin ve altyapının hazırlanması gerekiyor. Bunlar hazırlandıktan sonra o insanlar geri dönecekler. Ardından geçici bir hükümet kurulup anayasa çalışmaları yapılacaktır. Sonunda da bir meşru seçim ile yeni bir yönetim iş başına gelmesi gerekiyor. Bunlar tabii zaman isteyen şeyler. Ama nihayetinde de yapılması gereken şeyler.

TÜRKİYE’NİN YOL HARİTASI

 Türkiye’nin Suriye konusunda yol haritası nedir?

Türkiye’nin, daha yönetim değişikliği olmadan bile bir yol haritası mevcuttu.

Suriye’nin toprak bütünlüğünün sağlanması, terör örgütünün oradan bertaraf edilmesi, Suriye dışında kalan halkın geri dönmesi ve bir anayasa yapılarak devletin yeniden ihya edilmesi ilk yapılması gerekenlerdir. Bunlar Türkiye’nin yol haritasıdır. Bu yol haritasının da şu anda Suriye’nin yeni yönetimiyle birlikte adım adım gerçekleştirmeye çalıştığını görüyoruz. Karşılıklı ziyaretler, bizim oradaki yetkililerimizin de yol göstermesiyle bu süreç biraz zaman almakla birlikte er ya da geç gerçekleşecektir.

YPG/PKK SURİYE’DE TERÖR ESTİRDİ!

YPG/PKK’nın Suriye topraklarına verdiği zarar nedir?

Bulunduğu yerlere adeta atom bombası atılmış hale getirdi. Yani insanların evleri, arazileri ve oradaki insanların çocukları, aileleri üzerinde müthiş bir baskı yaptı. Yaşanılabilir alanların hepsini berbat etti.  Suriye’nin Rakka, Deyrizor, Kamışlı bölgelerinde çıkan petrole el koydu. Bu petrolü satarak kendi terör emelleri için kullandı. Diğer bir zararı ise özellikle Tişrin ve Tabka barajlarını kontrol altına alarak oradan üretilen elektriği, geçmişte Esad rejimine sattı.

Bu zenginlikler Suriye halkının zenginlikleridir. Maalesef terör örgütü yıllarca buralara el koyarak Suriye halkının hak ettiği maddi imkânı gasp etmiştir.

Özellikle muhalif hareket başladığından itibaren, Suriye şehirlerine baktığımızda çok geri bırakıldığı, bir çivi dahi çakılmadığı ve orada yaşayan insanların hiçbir hak hukuklarının olmadığı bir dönem geçirdiler. PYD kontrolü altında yaşayan insanlar aynı durumu yaşamaya devam ediyor. Bir an evvel bu habis örgütün buradan atılması elzemdir.

PKK/PYD YA SİLAH BIRAKACAK YA DA SİLAHLARIYLA GÖMÜLECEK

Türkiye PKK/YPG terör örgütünün bitirilmesi konusunda neler yapıyor?

Türkiye aslında PKK/PYD ile alakalı olarak 3 ülke içerisinde adımlar atıyor.

Öncelikle Türkiye sınırları içerisinde PKK’yı bertaraf etmiştir. Ardından sınırımızın hemen yanında, Irak’ın Kuzeyinde PKK’nın kampları vardı. Bunlara karşı yıllarca devam eden Pençe Harekatları sayesinde, Irak’ın kuzeyinden bu örgüt daha kuzeye sürülmüş ve Pençe Kilit Operasyonuyla da o bölgede kilit kapatılmıştır.

 Sırada Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD’nin varlığı var. Orada da Türkiye’nin, Suriye Milli Ordusu ve kendi imkanlarımızla bu örgütün oradan bertaraf edilmesi noktasında kararlılığı vardır. Tel Rıf'at, Münbiç gibi bölgeler son bir ay içerisinde örgütten temizlenmiştir. Şimdi sırada Fırat’ın doğusu vardır. Buna ilişkin hazırlıklar yapılmıştır. Yeni yönetimle birlikte ortak bir tutuma ve görüşe sahip olunmuştur. Bundan sonraki atılacak adım, örgütün silah bırakıp bırakmamasına bağlıdır. Bu da 3 aşamalı bir plandır.

1.Örgütün başındaki tüm teröristlerin Suriye’yi terk etmesi

2. Silahlarını bırakması

3. Suriye vatandaşı dahi olsa teröre karışmış örgüt mensuplarının Suriye sınırları ötesine atılması.

Teröre karışmamış fakat Suriye kökenli olanların silah bırakıp kurulacak ordunun içinde yer almaları.

Şu anda plan böyle çalışıyor. Ama bunun için zaman çok fazla değil. Türkiye’nin özellikle yurtiçinde terörün silah bırakması konusundaki attığı adımlar ve kararlılığında net olan bir duruşu vardır. Ya silahlarınızı bırakırsınız ya da silahlarınızla birlikte gömülürsünüz

Terör örgütü için başka bir çıkış yolu yok.

İSRAİL ZORBALIKLARINA DEVAM EDİYOR

YPG/PKK örgütünü İsrail ve ABD hangi sahalarda destekliyor?

Amerika ve İsrail arasında tam bir paralellik var. Amerika İsrail’i kendi milli meselesi gibi algılıyor. Burada hem Siyonistlerin lobi çalışmaları, Ortadoğu’da ve Doğu Akdeniz’de Amerika için köprü başı olarak İsrail’in orada kalmasını istiyor. Aslında Rusya’da Suriye’nin Lazkiye ve Tartus kentlerinde üst kurarak o da bir köprü başı tutmuş oldu. İsrail o bölgeye dışarıdan nakille gelmiş bir organ. Bünyenin kabul etmediği bir organ gibi duruyor. İsrail zorla, silah kullanıp oradaki insanları yerinden ederek oraya tutunmaya çalışıyor. Fakat İsrail’in başka planları da var. Sınırları belli olmayan bir devletten bahsediyoruz. Kendini güçlü hissettiği hemen hemen her alanda zor kullanarak Filistin’de Gazze’de Suriye, Lübnan’da toprak işgaline tevessül ediyor. Onların inançlarındaki arz-ı mevud anlayışı hala diri duruyor. O nedenle bölge ülkeleri ve böyle bir terör devletiyle komşu olmak istemiyor. Fakat Amerika’nın desteğiyle İsrail orada zorbalıklarına hala devam ediyor.

YPG/PKK İNSANLARI EVSİZ YURTSUZ BIRAKTI

YPG/PKK kontrol altına aldığı bölgelerde sivillere hangi zulümleri yaptı?

O insanların yaşama alanlarına, arazilerine el koydu.

Nüfus ve tapu kayıtlarıyla oynadı. Kendilerinden olmayanları yurtsuz, evsiz, barksız bıraktı.

Özellikle Arap aşiretlerden ve kendileri gibi düşünmeyen Kürtler içerisinde ailelerinden koparttıkları onlarca genç var. Kürt ailelerinden koparttıkları gençler var. Evlatları annelerinden kopartmaları söz konusu.

Kaçakçılık ve uyuşturucu işleri PKK’nın en çok yaptığı şeyler.

Oradaki ekonomiyi felç etti. İnsanların yaşayabilmesi için ekip biçmesi lazım. Fakat arazileri yok. El konuldu onlara.

Umarız tez zamanda müdahale gerçekleştikten sonra herkes kendi malı mülkü, evladına kavuşur.

SURİYE’DEKİ İSTİKAR BÖLGEYİ OLUMLU ETKİLEYECEK

Son yüzyılda nasıl bir yönetim hâkim oldu Suriye’de?

Esasen bu bölge Filistin bölgesi olarak bilinmekle birlikte, Osmanlı döneminde Şam beldesi olarak geçer. Gaziantep Kilis’te dahil olmak üzere Halep Hama, Humus, Filistin, bunların hepsi Biladü’ş Şam kalmıştır. 1917’ye kadar da bu bölge hep Osmanlı hakimiyetinde olmuştur. Ancak 1. Dünya Savaşından sonra da Önce İngilizler tarafından ardından da Fransızlar tarafından işgal edilmiştir. 1948 yılına kadar Fransızların manda yönetimi altında bir devlet kurulmuştur. Ardından 1952’ye kadar yine Fransız idaresinde kalmışlardır. 1952-1960 yılları arasında 8 yıllık süreçte tam bağımsız bir Suriye’den bahsetsek dahi maalesef bildiğimiz manada istikrarlı bir devlet olamamıştır. Ardı ardına 3 tane darbenin gerçekleşmesi sonucunda, Baba Esad’ın en son yaptığı darbeyle ülke Esad ailesinin yönetimine geçmiştir. O süreçten itibaren yeni yönetim iş başına gelene kadar Suriye sürekli olağanüstü hâl şartlarında yönetilmiştir. Halkı ötekileştirilmiştir ve %8’lik Nusayri azınlığın hegemonyası altında kalmıştır.

Bundan sonraki süreçle ilgili neler söylersiniz?

Geldiğimiz son noktada rejim değişikliğiyle birlikte Suriye Ortadoğu’nun kilit ülkelerinden biri olarak devam etmektedir. Suriye’de yaşanacak istikrarlı bir yönetim bölge ülkelerini de yakın olarak ilgilendirir. Eğer yeni yönetim bu bölgede çatışmaları durdurur, kendi güvenlik ve istikrarını sağlayabilirse başta Türkiye olmak üzere Irak, Filistin, Gazze, Ürdün gibi sınır komşusu ülkelerin de istikrarı sağlanmış olacaktır. Bunun kolay olmadığını biliyoruz. Ancak her şeye rağmen bölgede yaşanan sıkıntılar tüm devletleri etkiliyor. Ümidimiz Türkiye dahil, Mısır, Ürdün, Irak, Sudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletlerin de desteğiyle Suriye’de devlet gibi bir devletin kurulması herkesin hayrına olacaktır. Gayret bu yönde. Allah yar ve yardımcımız olsun.

İBRAHİM KELEŞ KİMDİR

İbrahim KELEŞ aslen Sivaslıdır.  İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü,Türk-İslam Düşüncesi Tarihi  Ana Bilim Dalından mezun oldu. Yüksek öğrenimini sürdürürken Türk Silahlı Kuvvetleri’ne askeri öğrenci olarak katıldı. Mezuniyetin ardından 1986 yılında Teğmen olarak nasbedildi ve; Çankırı Astsubay Hazırlama okulunda, İzmir Maltepe Askeri Lisesinde ve Gaziantep  5. Zırhlı Tugay Komutanlığında görev yaptı. 2024 yılında emekli oldu.